dr ali belene
TRANSCRIPT
-
8/18/2019 Dr Ali Belene
1/81
TC.
SA!LIK BAKANLI!I
BAKIRKÖY PROF. DR. MAZHAR OSMAN
RUH SA!LI!I VE S" N"R HASTALIKLARI
E!"T"M VE ARA#TIRMA HASTANES"
6. PS"K "YATR " B"R "M"
!"ZOFREN" HASTALARINDA OBSES"F - KOMPULS"F BEL"RT"LER "N;
POZ"T"F, NEGAT"F VE DEPRES"F BEL"RT"LER, "LAÇ YAN ETK "LER ",
"NT"HAR DÜ!ÜNCES", SOSYAL "!LEVSELL"K VE "ÇGÖRÜ "LE "L"!K "S"
Uzmanlõk Tezi
Dr. Ali BELENE
"stanbul - 2007
-
8/18/2019 Dr Ali Belene
2/81
TC.
SA!LIK BAKANLI!I
BAKIRKÖY PROF. DR. MAZHAR OSMAN
RUH SA!LI!I VE S" N"R HASTALIKLARI
E!"T"M VE ARA#TIRMA HASTANES"
6. PS"K "YATR " B"R "M"
!"ZOFREN" HASTALARINDA OBSES"F - KOMPULS"F BEL"RT"LER "N;POZ"T"F, NEGAT"F VE DEPRES"F BEL"RT"LER, "LAÇ YAN ETK "LER ",
"NT"HAR DÜ!ÜNCES", SOSYAL "!LEVSELL"K VE "ÇGÖRÜ "LE "L"!K "S"
Uzmanlõk Tezi
Dr. Ali BELENE
"stanbul - 2007
-
8/18/2019 Dr Ali Belene
3/81
Asistanl õk e ! itim sürecime derinlik ve anlam katan, desteklerini her zaman hissetti ! im
hocalar õm Doç. Dr. Do ! an Ye "ilbursa ve A. Solmaz Türkcan’a , sa ! lad õ ! õ bilimsel ve huzurlu
çal õ "ma ortamõ nedeniyle Ba "hekim Doç. Dr. Medaim Yanõk’a, rotasyonlar õm sõrasõnda bilgi
ve deneyimlerinden faydaland õ ! õm Dr. Niyazi Uygur, Doç. Dr. Peykan Gökalp, Doç. Dr.
Sevim Bayba " ve Doç. Dr. Duran Çakmak’a, tez sürecine katk õlar õndan dolayõ Doç. Dr.
Timuçin Oral ve Dr. Latif Alpkan’a, tüm 6. psikiyatri birimi ve psikotik bozukluklar merkezi
çal õ "anlar õna, asistan ikizim Dr. Müjgan Özen’e, i "ten öte arkada "lar õm; Dr. Özgür Süner,
Dr. Erdal Yurt, Dr. Fulya Alg õn ve Dr. Özgür Önder’e, mesleki varl õ ! õmõn kayna ! õ
hastalar õma, aileme, asistanl õk ve tez sürecinin zorluklar õnõ payla "t õ ! õm, anlam kayna ! õm
e "im Emine’ ye te "ekkür ederim...
-
8/18/2019 Dr Ali Belene
4/81
"Ç"NDEK "LER
G"R "! . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .5
GENEL B"LG"LER
#"ZOFREN" . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 7
OBSES"F KOMPULS"F BOZUKLUK . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 18
#"ZOFREN"’DE OBSES"F KOMPULS"F BEL"RT"LER . . . . . . . . . . . . . . . .27
AMAÇ YÖNTEM VE GEREÇLER . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .41
BULGULAR . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 45
TARTISMA. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 57
SONUÇ . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 66
ÖZET. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 68
SUMMARY. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 70
KAYNAKLAR. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 72
EKLER . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 82
-
8/18/2019 Dr Ali Belene
5/81
G"R "!
#izofreni ve obsesif kompulsif bozukluk (OKB) bilinen en eski psikiyatrik
hastalõklardandõr. Bu iki hastalõk arasõndaki ili$ki yüzyõldan fazla zamandõr hekimlerin
ilgisini çekmektedir. Gerek $izofrenide obsesif kompulsif belirtilerin görülmesi, gerekse
OKB’de psikotik belirtilerin olmasõ her iki hastalõk arasõnda yak õn bir ili$ki oldu%unun
dü$ünülmesine yol açmõ$tõr. Yüzeysel olarak bak õldõ%õnda bu iki hastalõk arasõnda klinik
gidi$ açõsõndan benzerlikler oldu%u görülür; her iki hastalõk da erken ya$ta ba$lar, süregen bir
gidi$ izler, dü$ünce ve davranõ$lar õ etkiler ve i$levsellikte bozulma ile seyreder. Obsesif
kompulsif belirtiler psikotik belirtileri andõr õ p bunlarla iç içe geçebildi%i için, bu klinik
örtü$meyi sergileyen hastalar õn tanõnmalar õ ve tedavileri zordur.
#izofreni psikotik bozukluklar õn temel görünümlerinden biridir. Ba$lõca belirtileri; sanr õlar
ve varsanõlar, dü$ünce, konu$ma ve davranõ$ bozukluklar õ, duygularda ve duygulanõmda
bozulmalar, bili$sel kayõ plar ve irade kaybõdõr.
Obsesif kompulsif bozukluk ise gerçekdõ$õ yada mantõksõz gelen, belirgin sõk õntõ yaratan
ve i$levselli%i önemli ölçüde etkileyen; zorlayõcõ, yineleyici dü$ünceler, dürtüler, imgeler
(obsesyonlar) ve / veya yineleyici davranõ$lar, zihinsel eylemler (kompulsiyonlar) ile
tanõmlanmõ$tõr.
OKB ve $izofreninin i$levsel döngüleri incelendi%inde, farklõ
lõ
klardan çok benzerliklerdikkat çekicidir. Ortak varsayõm; her iki hastalõkta da prefrontal korteks, anterior singulat,
kaudat çekirdekle birlikte özellikle talamusun rolünün önemli oldu%u $eklindedir.
Erken dönem yapõlan kesitsel çalõ$malarda, $izofrenide obsesif kompulsif belirtilerin oranõ
% 1 ile % 3.5 arasõnda bulunmu$ ve obsesif kompulsif belirtilerin $izofreni ba$langõcõndan
önce veya e$zamanlõ ortaya çõktõ%õ belirtilmi$tir. Aynõ çalõ$macõlar taraf õndan obsesif
kompulsif belirtiler gösteren $izofreni hastalar õnõn klinik gidi$inin daha iyi oldu%u , obsesif
kompulsif belirtilerin hastalõ%õn bazõ belirtilerine kar $õ koruyucu olabilece%i ve $izofreniye
-
8/18/2019 Dr Ali Belene
6/81
kompulsif belirtileri geli$tirdikleri fikri ortaya atõlmõ$tõr.
Yeni epidemiyolojik çalõ$malarda $izofrenide obsesif kompulsif belirtilerin varlõ%õ %10 ile
% 52 arasõnda de%i$en oranlarda bildirilmi$tir. Birçok çalõ$mada obsesif kompulsif
belirtileri olan $izofreni hastalar õnda, bili$sel, pozitif, negatif ve depresif belirtilerin daha
fazla bulundu%u, intihar dü$ünce ve giri$iminin daha fazla oldu%u, hastalõ%a yönelik
içgörülerinin daha zayõf oldu%u, hastalõklar õnõn daha erken ya$ta ba$ladõ%õ, daha fazla
hastanede kaldõklar õ, i$levselliklerinin ve klinik gidi$lerinin daha kötü oldu%u ve bu
hastalar õn artmõ$ ekstrapiramidal tutulum riskine sahip olduklar õ belirtilmi$tir.
-
8/18/2019 Dr Ali Belene
7/81
7
GENEL B"LG"LER
!"ZOFREN":
#izofreni, toplumun yakla$õk % 1’ini etkileyen, genellikle 25 ya$õndan önce ba$layan,
bütün sosyal sõnõflarda görülen, ki$ilerarasõ ve mesleki i$levselli%i bozan ve süregen
seyreden çok yönlü bir hastalõktõr(1).
#izofreninin en belirgin ve genel özelli%i ki$ili%i olu$turan ö%elerde ve ki$ili%in bütününde
mevcut düzensizlik, da%õnõklõk ve parçalanmadõr. Hastanõn duygular õnõ ifadesinde,
davranõ$lar õnda, dü$ünce ve konu$masõnda, yüz ifadesi ve yürüyü$ünde, toplum ileili$kilerinde düzensizlik, tuhaflõk ve da%õnõklõk vardõr(2).
Tarihçe
#izofreni belirtilerini konu alan ilk metinler M.Ö. 15. yüzyõla kadar uzanmaktadõr. M.S. 1.
ve 2. yüzyõllarda büyüklük ve kötülük görme sanr õlar õnõn yanõsõra bili$sel i$levlerde ve
ki$ilikte yõk õmla giden ruhsal bozukluklar tanõmlanmõ$tõr(3). Ortaça%dan 18. yüzyõla kadar
psikotik bireyler $eytanõn ve kötü ruhlar õn esiri olmu$, tanr õnõn gazabõna u%ramõ$ varlõklar
olarak nitelendirilmi$, toplum dõ$õna itilmi$, hatta i$kence ve ölüm cezalar õna
çarptõr õlmõ$lardõr(4).
#izofreniyle ilgili ilk tanõmlamalardan biri 19. yüzyõlõn ilk yõllar õnda Fransa’da Philippe
Pinel taraf õndan yapõlmõ$tõr. Pinel ruhsal hastalõklar õ be$ kategoriye ayõrmõ$, modern $izofreni
ölçütlerini kar $õlayabilecek hastalar õ ‘dü$ünce yetene%inin bozulmasõ ya da ortadan kalkmasõ’
diye adlandõrdõ%õ kategoriye almõ$tõr. Aynõ dönemlerde "ngiltere’de John Haslam ‘Delilige
Dair "llüstrasyonlar’ adlõ kitabõnda gençlik çagõnda baslayan, içe kapanma ve düsünce
bozuklu%u ile seyreden delilikten söz etmi$tir(5). Günümüzde bazõ "ngiliz psikiyatristler,
$izofreniyi Pinel-Haslam hastalõ%õ olarak da nitelendirmektedir(4).
-
8/18/2019 Dr Ali Belene
8/81
8
“Dementia preacox ” (erken bunama) kavramõnõ ilk olarak Benedict Augustin Morel
1860’da kullanmõstõr. 1871’de Ewald Hecker “hebefreni”yi ve 1874’de Karl Kahlbaum
“katatoni”yi tanõmladõktan sonra, psikozlar õn sõnõflandõrmaõnda betimleyici yakla$õm
özellikle Emil Kraepelin ile geli$me göstermi$tir(6). Kraepelin 1896’da dementia praecox
olarak tanõmladõ%õ hastalõ%õn organik etmenlere dayandõ%õnõ, süregen seyretti%ini, ki$ide
bilinç, duygulanõm, ve irade alanõnda yõk õma neden oldu%unu belirtmi$tir(7). Dementia
praecox’un katatonik, hebefrenik, paranoid ve basit alt tiplerini tanõmlamõ$, daha sonra bunu
yinelemeler ve iyile$melerle seyreden ve yõk õma yol açmayan manik-depresif psikozdan
ayõrmõ$tõr(4).
Klinik görünümlerinin ötesine geçerek, söz konusu bozuklu%a e$lik eden zihinsel süreçleri
tanõmlayan ilk ara$tõrmacõ "sviçreli Eugen Bleuler’dir. 1911’de yayõnladõgõ “DementiaPraecox veya Sizofreniler Grubu” adlõ kitabõnda, bu bozuklu%un erken ya$larda ba$lamasõnõn
ve yõk õmla sonuçlanmasõnõn zorunlu olmadõ%õnõ, bunun sadece çok a%õr olgularda
görüldü%ünü belirtmi$tir. Bu hastalõkta kisinin ruhsal hayatõndaki yar õlmanõn (schisme)
önemini vurgulayarak “schizo-phrenia”, yani zihin bölünmesi, yar õlmasõ adõnõ önermi$ ve
bu hastalõ%õn dört temel semptomunun; otizm, ambivalans, ça%r õsõm bozuklu%u,
duygulanõmda bozukluk oldu%unu söylemi$tir. Bleuler organik etyolojiye Kraepelin kadar
önem atfetmeyip, onun için $izofrenideki temel sorun ça%r õ$õm bozuklu%udur. sanr õlar ve
varsanõlar ça%r õ$õm bozuklu%una ikincil ortaya çõkar(8).
20. yüzyõlõn ortalar õnda Kurt Schneider, özel i$itsel varsanõlar, özel sanr õlar, edilgen
olmayla ilgili ya$antõlar ve dü$üncede yabancõla$maya ili$kin bir grup belirti tanõmlamõ$,
bunlar õ ‘birinci sõra belirtiler’ olarak adlandõrmõ$ ve $izofreni tanõsõnda bunlara öncelik
vermi$tir. Bu belirtiler $izofreniye özgü olmamakla birlikte güncel sõnõflandõrma
sistemlerinde de özel önem ta$õmaktadõr(4).
Freud libidonun bedene ve benli%e yatõr õldõ%õ birincil narsisizm dönemini, egonun ve
nesne ili$kilerinin geli$iminden sonra ya$amdaki örseleyici olaylarla birlikte nesnelerden
libidinal yatõr õmõn çekilerek benli%e yatõr õldõ%õ ve ego bütünlü%ünün kayboldu%u ikincil
narsisizm dönemini tanõmlamõ$ ve $izofreninin egonun ilk ortaya çõktõ%õ döneme kadar
-
8/18/2019 Dr Ali Belene
9/81
9
uzanan bir gerilemeden kaynaklandõ%õnõ öne sürmü$tür. (9). Lacan’a göre psikoz beden
imgesinin da%õlmasõnõn yanõnda simgesel olarak olu$turulmu$tur(10).
Psikobiyoloji okulunun kurucusu olan Adolf Meyer, sizofreni ve di%er mental
bozukluklar õ çe$itli ya$am streslerine kar $õ birer tepki olarak de%erlendirmi$, bu sendroma da
bu yüzden “$izofrenik reaksiyon” adõnõ vermi$tir. Ki$ilerarasõ psikoanalitik okulun kurucusu
olan Harry Stuck Sullivan toplumdan yalõtõmõn $izofreninin hem bir nedeni, hem de bir
belirtisi oldu%u üzerinde durmu$tur. (1).
Epidemiyoloji
#izofreni sõklõ%õ ve ya$am boyu yaygõnlõ%õnõn tüm dünyada e$it oldu%u söylenmekle birlikte, "sveç, "rlanda ve Hõrvatistan’õn bazõ bölgeleri ile Kanada’lõ katoliklerde yüksek,
Tayvan ve Gana’daki bazõ kabilelerde dü$ük yaygõnlõk oranlar õ bildirilmi$tir(3). Ya$am boyu
prevalansõ %0.5 ile %1,5 (ortalama % 1) arasõnda de%i$mektedir. #izofrenide yõllõk insidans
hõzõ 100.000’de 10 ile 54 arasõnda verilmektedir(3,4).
#izofreni genellikle 45 ya$õn altõnda ortaya çõkar . 45 ya$õndan sonra ba$ladõ%õnda geç
ba$langõçlõ $izofreni olarak tanõmlanõr. Geç ba$langõçlõ olgular, kadõnlarda daha yüksek
oranda görülmesi, daha iyi mesleki i$levsellik öyküsü, daha fazla pozitif belirti göstermeleri,
dü$ük dozda ve iyi antipsikotik tedavi yanõtõ ve daha az yõk õma u%ramalar õ ile erken
ba$langõçlõ olgulardan ayr õlõrlar(1,3).
Erkeklerde ve kadõnlarda e$it yaygõnlõkta görülmekle birlikte, iki cinsiyette hastalõ%õn
ba$lama ya$õ ve gidi$i farklõdõr. En sõk ortaya çõktõ%õ ya$ dönemi erkeklerde 15-25,
kadõnlarda ise 25-35 ya$lar õdõr. Ortaya çõkma ya$õ kadõnlarda orta ya$larda ikinci bir pik
yapar. Kadõn hastalarda gidi$ erkeklere göre daha iyidir(3).
Sosyoekonomik düzeyi dü$ük olan bireylerde daha yüksek oldu%u bildirilen prevalansõn
evlilerde, bekar ve ayr õ ya$ayanlardan daha dü$ük oldu%u ve evlili%in hastalõ%a kar $õ
-
8/18/2019 Dr Ali Belene
10/81
10
koruyucu bir unsur oldu%u ileri sürülmektedir. Göç, viral enfeksiyonlar, do%um mevsimi,
stres verici ya$am olaylar õ da risk etkenleri arasõnda sayõlmaktadõr(1,6,8).
#izofreni prevalansõ toplumda %1 iken, bu oran ebeveyninden biri $izofreni hastasõ olan
çocukta %12, her iki ebeveyni $izofreni hastasõ olan çocukta %40, $izofreni hastasõnõn
kardesinde %8, dizigot ikizinde %12, monozigot ikizinde %47 olarak belirlenmi$tir.
#izofreni hastalar õnõn birinci derecede biyolojik akrabalar õnda hastalõk geli$me olasõlõ%õnõn
yakla$õk 10 kat daha fazla oldu%u belirtilmektedir(4).
Çalõ$malarda üzerinde durulan önemli bulgu, $izofreni geli$me olasõlõ%õnõn, k õ$ ve bahar õn
erken dönemlerinde do%anlarda daha fazla ve bahar õn geç dönemi ve yaz mevsiminde
do%anlarda ise daha dü$ük olmasõdõr. #izofreni olu$umuyla ilgili viral varsayõmlar; yava$ virüsleri, retrovirüsleri ve viral yolla aktive olan otoimmun reaksiyonlar õ içerir. Bazõ
çalõ$malar hamileli%in ikinci üç ayõ sõrasõnda influenza ile kar $õla$õlmasõndan sonra $izofreni
sõklõ%õnda artõ$ oldu%unu göstermi$tir(1,11).
Etyoloji
Günümüzde $izofreninin çok sayõda etkenin biraraya gelmesi ile olu$an bir hastalõk oldu%u
konusunda görü$ birli%i bulunmaktadõr. Genel olarak kabul gören iki vuru$ varsayõmõna göre;
geli$imin erken dönemlerinde genetik ya da çevresel etkenlerle beyin geli$imi bozulmakta,
bu bozukluk ki$i için yatk õnlõk yaratmakta, ya$amõn sonraki dönemlerinde ki$inin stresli bir
çevresel etkiyle kar $õla$masõ üzerine $izofreni belirtileri geli$mektedir(3,4).
1. Nörogeli$imsel varsayõma göre; $izofrenide beyin geli$imi sõrasõnda patolojik süreçler
oldu%u ileri sürülmekte, özellikle frontal, parietal, temporal ve limbik korteks arasõnda
anormal ba%lantõlara yol açan, anormal beyin geli$imi üzerinde durulmaktadõr. Kortikal hatalõ
geli$ime ili$kin olasõ nedenler ara$tõr õlmõ$; genetik yatk õnlõk, viral enfeksiyonlar, gebelik ve
do%um komplikasyonlar õ ön plana çõkmõ$tõr(3,4,7,12).
-
8/18/2019 Dr Ali Belene
11/81
11
Gebelikte ve do%um sonrasõ beynin nörogeli$imsel sürecindeki anormalliklerin belli bir
latent dönemden sonra, ergenlik ya da genç eri$kinlik dönemlerinde dopamine a$õr õ duyarlõlõk
geli$mesi, prefrontal kortekste bozulmu$ dopamin i$levinin subkortikal dopamin
aktivasyonunu arttõrmasõ gibi patolojik olaylar õ harekete geçirerek $izofreninin ortaya
çõkmasõna yol açabilece%i dü$ünülmektedir(4,7).
Beyin görüntüleme çalõ$malarda en õsrarlõ bulgu ventriküllerde geni$lemedir. Lateral
ventriküllerdeki geni$leme ile negatif ve bili$sel belirtiler arasõnda pozitif korelasyon
saptanmõ$tõr. Ventriküllerdeki geni$leme dõ$õnda $izofreni hastalar õnda sulkuslarda
geni$leme, beyin hacminde ve özellikle frontal lob, hipokampus, amigdala ve
parahipokampal girus hacminde azalma di%er yapõsal bulgulardõr. #izofreni hastalar õnda
nörogeli$imsel sapmalara i$aret eden anomaliler izlenmektedir. Korpus kallozum yoklu%u,geni$ kavum septum pellisidum, adesyo intertalamikanõn yoklu%u, gri cevher heterotipisi
$izofrenide artmõ$ oranda görülmektedir. "$levsel ara$tõrmalarda frontal bölgede kan ak õmõ ve
glukoz metabolizmasõndaki azalma dikkati çekmektedir(3,4,7,8,12).
2. #izofrenide biyokimya ara$tõrmalar õ nörotransmitterlere odaklanmaktadõr. Adõ geçen
nörotransmitterler Dopamin, serotonin, norepinefrin, glutamat ve GABA’dõr.
#izofreni hastalar õnda kortikal alanlarda dopamin azalmasõ, subkortikal alanlarda ise
dopamin artõ$õndan sözedilmektedir(4). Pozitif belirtiler ventral tegmental alandan limbik
sisteme uzanan mezolimbik yolaktaki dopaminerjik art õ$la, negatif ve bili$sel belirtiler ise
ventral tegmental alandan prefrontal kortekse uzanan mezokortikal yolaktaki dopaminerjik
yetersizlikle ili$kili bulunmu$tur(3,4,7,8). Dopaminerjik varsayõm iki gözleme
dayanmaktadõr;
- Birçok antipsikotik ilacõn etkinli%i ve gücü , dopaminin D2 reseptör blokajõ ile paralellik
gösterir.
- Amfetamin, kokain gibi psikomimetrik ilaçlar dopaminerjik aktiviteyi artt õrarak $izofreni
benzeri psikotik belirtileri ortaya çõkarabilmektedir.
-
8/18/2019 Dr Ali Belene
12/81
12
Serotonin dopamin antagonisti (SDA) ilaçlarla ilgili gözlemlerden sonra $izofrenide
serotonine ilgi artmõ$tõr. SDA ilaçlar õn daha az yan etki ve artmõ$ tedavi edici etkilerinin
olmasõ, serotoninin 5-HT 2A reseptöründeki antagonizma ile ili$kilendirilmi$ ve $izofrenide
serotonin ve dopamin sistemleri arasõndaki etkile$imde bir bozukluk oldu%u öne
sürülmü$tür(3,4,7).
Noradrenalinin tek ba$õna olmasa bile di%er nörotransmitter sistemleriyle birlikte
$izofrenide rol aldõ%õ dü$ünülmektedir. #izofreni hastalar õnõn bir k õsmõnda özellikle paranoid
belirtilerin bask õn oldu%u hastalarda beyin omirilik sõvõsõnda noradrenalin düzeyi yüksek
bulunmu$tur(4,7).
Glutamatõn N-metil D-aspartat (NMDA) reseptörünü bloke ederek etki gösterenfensiklidinin $izofreni benzeri klinik tabloya yol açmasõ, glutamat sisteminin $izofrenideki
rolüne dikkat çekmektedir. Çalõ$malarda glutamaterjik disfonksiyon ve özellikle NMDA
reseptör aracõlõ nöroiletim üzerinde durulmaktadõr(3,4,7,12).
Yapõlan çalõ$malarda $izofreni hastalar õnda prefrontal ve singulat kortekste GABAerjik
nöronlarda azalma saptanmõ$tõr(3).
3.Genetik yatk õnlõ%õn $izofrenide önemli rolü olmakla birlikte orta düzeyde etkisi olan
genlerin varlõ%õna ili$kin bulgular elde edilmi$tir. Son çalõ$malarda D3 ve 5 HT 2A
reseptörlerini kodlayan en az iki gen allelinin $izofreniye yatk õnlõ%õ arttõrdõ%õ
dü$ünülmektedir. Moleküler genetik ara$tõrmalar õndaki bulgular farklõlõk göstermektedir. En
çok üzerinde durulan kromomlar; 1, 5, 6, 8, 10, 13, 18 ve 22. kromozomlardõr. Monozigot
ikizlerde hastalõk konkordansõ %33-78 arasõnda de%i$irken, aynõ oran dizigot ikizlerde %8-28
arasõnda de%i$ir. #izofrenlerin birinci dereceden akrabalar õnda $izofreni geli$me riski,normal
ki$ilerin akrabalar õna göre en az be$ kat daha yüksektir. Ebeveynlerden her ikisinin de
$izofreni hastalõ%õna sahip olmasõ durumunda, çocuklarda $izofreni geli$me $ansõ %40 daha
yüksektir(3,4,7).
-
8/18/2019 Dr Ali Belene
13/81
13
Klinik Özellikler
Hastal õk öncesi belirtiler
#izofreni hastalar õnõn öyküsü incelendi%inde $izoid ya da $izotipal ki$ilik özellikleri
gösterdikleri, sessiz, içe dönük ve edilgen olduklar õ ö%renilir. Çocukluk ve ergenlik
dönemlerinde ya çok az arkada$lar õ vardõr ya da hiç arkada$lar õ yoktur. . Hastalõk öncesi
belirtiler hastalõ%õn bir parçasõdõr ancak geriye yönelik de%erlendirildi%inden geçerlili%i kesin
de%ildir. #izofreni hastalar õnda hastalõk öncesi dönemde, bedensel yak õnmalar bulunabilir. Bu
ki$iler büyüsel dü$ünce tarzõ, alõ$õlmadõk konu$ma içeri%i veya halüsinatuvar deneyimlerle
kar õ$õk anormal duygulanõm sergileyebilirler. Hastalõk öncesi dönemde hastalarda ki$ilik
de%i$iklikleri, içe-çekilme, azalmõ$ mesleki ve akademik performans, önceden zevk verenaktivitelere kar $õ ilgi kaybõ, obsesif-kompulsif davranõ$lar, ki$isel bak õmda azalma, sinirlilik,
sõ%la$mõ$ duygulanõm, büyüsel dü$ünce ve artmõ$ saldõrganlõk bulunabilir. Hastalõk öncesi
belirtiler aylar ve yõllar sürebilir(3,12,13).
!izofrenide hastalõk öncesi belirtiler : (4)
Nörotik belirtiler Anksiyete, huzursuzluk, k õzgõnlõk, irritabilite
Duygudurumla ili$lkili belirtile Depresyon, zevk alamama, suçluluk duygular õ, intihardü$lünceleri, duygudurumda oynamalar
"stek de%i$iklikleri Apati, dürtü kaybõ, ilgi kaybõ, halsizlik, enerji azlõ%õ
Fiziksel belirtiler Somatik yak õnmalar, kilo kaybõ, uyku düzensizlikleri
E$ik altõ psikotik belirtiler Algõsal tuhaflõklar, $üphecilik, beden ve dõ$ dünyaalgõsõnda de%i$iklikler
Bili$sel de%i$iklikler Dikkat ve konsantrasyon bozukluklar õ, zihinsel
me$guliyetler, gündüz dü$leri, dü$üncede somutla$maDavranõ$ de%i$iklikleri "$levsellikte azalma, sosyal geri çekilme, dürtüsellik,
tuhaf davranõ$lar, saldõrgan tutumlarDi%er Obsesif kompulsif belirtiler, dissosiyatif ya$antõlar,
ki$iler arasõ duyarlõlõk artõ$õ.
-
8/18/2019 Dr Ali Belene
14/81
14
Faktör analizine dayanan geni$ kapsamlõ çalõ$malar $izofrenide üç ayr õ semptom kümesi
tanõmlamõ$lardõr(7):
-Pozitif belirtiler; hezeyanlar, hallüsinasyonlar ve yapõsal dü$ünce bozuklu%u ile
karakterizedir. Hezeyanlar ço%unlukla paranoid veya bizar do%ada olmakla birlikte di%er
hezeyan tipleri görülebilir. Hallüsinasyonlar ço%unlukla i$itsel olmakla birlikte di%er duyu
alanlar õna uyan hallüsinasyonlar da görülür.
-Dezorganizasyon; ça%r õ$õmlarda çözülme, enkoherans, uygunsuz duygulanõm ve
dü$üncede fakirle$meyi kapsar.
-Negatif belirtiler; duygulanõmda sõ%la$ma, spontanlõ%õn kaybõ, irade azlõ%õ, enerjidüzeyinde dü$me ve zevk alamamayõ içerir.
DSM-IV TR !izofreni Tanõ Ölçütleri:
A. Karakteristik belirtiler: Bir aylõk bir dönem boyunca (ba$ar õyla tedavi edilmi$se daha
k õsa bir süre), bu sürenin önemli bir kesiminde a$a%õdakilerden ikisinin (ya da daha
fazlasõnõn) bulunmasõ:
1. & hezeyanlar (sanr õlar),2. halüsinasyonlar (varsanõlar),
3. dezorganize (karmakar õ$õk) konu$ma (örn. ça%r õ$õmlarda da%õnõklõk [sõk sõk konu dõ$õ
sapmalar gösterme] ya da enkoherans),
4. ileri derecede dezorganize ya da katatonik davranõ$,
5. negatif belirtiler, yani duygulanõm ifadesindeki donukluk (tekdüzelik), aloji
(konu$amazlõk) ya da avolisyon.
Not: Hezeyanlar bizar ise ya da halüsinasyonlar ki$inin davranõ$ ya da dü$ünceleri üzerine
sürekli yorum yapmakta olan seslerden ya da iki ya da daha fazla sesin birbiriyle /
birbirleriyle konu$masõndan olu$uyorsa A Tanõ Ölçütünden sadece bir belirtinin bulunmasõ
yeterlidir.
-
8/18/2019 Dr Ali Belene
15/81
15
B. Toplumsal / mesleki i#lev bozuklu$u: "$, ki$ilerarasõ ili$kiler ya da kendine bak õm gibi
önemli i$levsellik alanlar õndan bir ya da birden fazlasõ, bu bozuklu%un ba$langõcõndan beri
geçen sürenin önemli bir kesiminde, bu bozuklu%un ba$langõcõndan önce eri$ilen düzeyin
belirgin olarak altõnda kalmõ$tõr (ba$langõcõ çocukluk ya da ergenlik dönemine uzanõyorsa,
ki$ilerarasõ ili$kilerde, e%itimle ilgili ya da mesleki ba$ar õda beklenen düzeye
eri$ilememi$tir).
C. Süre: Bu bozuklu%un süregiden belirtileri en az 6 ay süreyle kalõcõ olur. Bu 6 aylõk süre,
en az bir ay süreyle (ba$ar õyla tedavi edilmi$se daha k õsa bir süre) A Tanõ Ölçütünü
kar $õlayan belirtileri kapsamalõdõr; prodromal ya da rezidüel belirtilerin bulundu%u dönemleri
kapsayabilir. Bu bozuklu%un belirtileri, prodromal ya da rezidüel dönemlerde, sadece negatif
belirtilerle ya da A Tanõ
Ölçütünde sõ
ralanan iki ya da daha fazla belirtinin daha hafif biçimleriyle (örn. acayip inanõ$lar, ola%andõ$õ algõsal ya$antõlar) kendilerini gösterebilir.
D. !izoaffektif Bozuklu$un ve Duygudurum Bozuklu$unun dõ#lanmasõ: #izoaffektif
Bozukluk ve Psikotik Özellikler Gösteren Duygudurum Bozuklu%u dõ$lanmõ$tõr, çünkü ya
aktif-evre belirtileri ile birlikte aynõ zamanda Majör Depresif, Manik ya da Mikst Epizodlar
ortaya çõkmamõ$tõr ya da aktif-evre belirtileri sõrasõnda duygudurum epizodlar õ ortaya
çõkmõssa bile bunlar õn toplam süresi aktif ve rezidüel dönemlerin süresine göre daha k õsa
olmu$tur.
E. Madde kullanõmõnõn / genel tõbbi durumun dõ#lanmasõ: Bu bozukluk bir maddenin
(örn. Kötüye kullanõlabilen bir ilaç, tedavi için kullanõlan bir ilaç) do%rudan fizyolojik
etkilerine ya da genel tõ bbi bir duruma ba%lõ olarak ortaya çõkmamõ$tõr.
F. Bir Yaygõn Geli#imsel Bozuklukla olan ili#kisi: Otistik Bozukluk ya da di%er bir
Yaygõn Geli$imsel Bozukluk öyküsü varsa, ancak en az bir ay süreyle (ba$ar õyla tedavi
edilmi$se daha k õsa bir süre) belirgin hezeyan ya da halüsinasyonlar da varsa #izofreni ektanõsõ konabilir .
(Amerikan Psikiyatri Birli ! i: Mental Bozukluklar õn Tanõ sal ve Sayõmsal Elkitabõ ,Gözden
Geçirilmi " Dördüncü Bask õ (DSM-4 TR) (2000). Amerikan Psikiyatri Birli ! i, Washington
DC, Çeviri Editörü Köro ! lu E, Hekimler Yayõn Birli ! i, Ankara.)
-
8/18/2019 Dr Ali Belene
16/81
16
! izofrenide alt tipler ve ayr õmlar
DSM VI’te klinik özellikler, tedavi yanõtõ ve seyir esas alõnarak $izofrenide; paranoid tip,
dezorganize tip, katatonik tip, ayr õ$mamõ$ tip ve rezidüel tip olmak üzere 5 alt tip
tanõmlanmõ$tõr(4).
Paranoid #izofreni: Bir ya da daha fazla sanrının ve sıklıkla i itsel varsanıların oldu u,
dezorganize ve katatonik belirtilerin bulunmadı ı izofreni tipidir. Ba langıç ya ının daha geç
oldu u ve daha iyi seyir gösterdi i belirtilmektedir.
Dezorganize #izofreni: lkel, organize olmayan davranı a gerileme sistemli sanrıların ve
katatonik belirtilerin yoklu%u ile belirlidir. Sinsi ve erken ba langıç, belirgin düzelmegöstermeyen süregen seyir gösterir.
Katatonik #izofreni Stupor, negativizm, rijidite, eksitasyon ya da çe itli postür de i iklerini
içeren psikomotor bozukluklar gösterir. Son yıllarda ender görülmektedir .
Ayrı mamı izofreni: Di er alt tiplerin özelliklerini kar ılamayan izofreni tipidir.
Rezidüel sizofreni: Pozitif belirtilerin en alt düzeyde oldu%u, negatif belirtilerin baskınlık
gösterdi%i hastalık tipidir.
Crow $izofrenide iki sendrom ve psikopatolojik süreç tanõmlamõ$tõr:
Tip I $izofrenide; varsanõlar, sanr õlar ve yapõsal dü$ünce bozuklu%u ile karakterize pozitif
belirtiler, iyi düzeyde hastalõk öncesi i$levsellik, hastalõ%õn ani ba$langõcõ, antipsikotiklere iyi
tedavi yanõtõ, iyi prognoz ve bili$sel yõk õmõn olmamasõ gibi özellikler bulunmaktadõr.
Tip II $izofrenide ise; sosyal geri çekilme, irade azlõ%õ, duygulanõmda sõ%la$ma, dü$ünce
içeri%i ve konu$mada fakirlik gibi negatif belirtiler bask õndõr. Hastalõk öncesi i$levsellikdüzeyi dü$üktür. Bu grupta hastalõk ba$langõcõ sinsi, antipsikotiklerle tedaviye dirençli, gidi$i
kötü ve bili$sel yõk õm vardõr(4).
Andreasen bu ayr õmdan hareketle pozitif, negatif ve karma alt tipleri için tanõ ölçütleri
geli$tirmi$tir(4).
-
8/18/2019 Dr Ali Belene
17/81
17
Gidi# ve Sonlanõm
Son yõllarda yapõlan bazõ çalõ$malarda hastalõ%õn gidi$ ve sonlanõm belirteçleri daha net
belirlenmi$tir:
-Baslangõç akut bir biçimde geli$ir, hastalõk geç ortaya çõkarsa ve çevresel stres etkenlerinin
yeri fazla ise gidi$ daha iyidir.
-Hastalõk öncesi ki$ili%in $izoid veya $izotipal olu$u, belirtilerin sinsi ve yava$ ortaya çõk õ$õ
daha kötü bir gidi$i dü$ündürür.
-Hastalõk öncesinde toplum, i$ ve cinsel ya$amõna göreceli olarak iyi uyum sa%lamõ$ olanlarda gidi$ ve sonlanõm daha iyidir.
-Ailenin hastalõ%õ ve hastayõ kabulleni$i, tedavi ekibiyle i$ birli%i ve dü$ük duygu dõ$a
vurumu gidi$e olumlu katk õda bulunur.
-Hastaneye yatõ$ sayõsõnõn çok ve sürelerinin uzun oldu%u, remisyon halinin k õsa sürdü%ü
oranda kötü gidi$ten bahsedilir.
-Ailede kalõtõmsal yüklülük yüksek ise süregenle$me olasõlõ%õ yüksektir.
-Negatif klinik belirtilerin bask õn oldugu hastalar tedaviden daha az yararlanmakta ve
gidi$leri daha kötü olmaktadõr.
-Geli$mekte olan ülkelerde ve k õrsal bölgelerde $izofreni prognozu, geli$mi$ ülkelere ve
kentsel alanlara göre daha iyi bulunmu$tur.
-Hastanõn evli olu$u iyi gidi$ göstergesidir.
-Hastalõk belirtileri arasõnda konfüzyon, pozitif bulgular ve duygusal ö%elerin varlõ%õ;
hastanõn dü$ünce ve algõ bozuklu%u gibi belirtilerden rahatsõz olmasõ ve tedavide isbirli%i ve
uyumu iyi gidi$ belirteçleridir(1,6,8,12).
-
8/18/2019 Dr Ali Belene
18/81
18
OBSES"F KOMPULS"F BOZUKLUK
Obsesif kompulsif bozuklu%un (OKB) temel özelli%i ki$ide belirgin sõk õntõya yol açacak
düzeyde $iddetli, tekrarlayan obsesyon ve kompülsiyon belirtileridir. Obsesyon ve
kompülsiyonlar zaman alõcõdõr ve ki$inin alõ$õlmõ$ düzenini, mesleki i$levlerini, sosyal
etkinliklerini ve ili$kilerini önemli ölçüde etkiler. OKB’de obsesyonlar, kompülsiyonlar veya
her ikisi birden olabilir (15,16,17,18).
- Obsesyonlar yineleyici, istemdõ$õ, ki$inin kendi zihninin ürünü olan, benli%i rahatsõz edici
nitelikte (ego-distonik) oldu%u için ki$inin zihninden uzakla$tõrmaya çalõ$tõ%õ fakat aksine
zihin alanõnõ i$gal eden, õsrarlõ ve zorlayõcõ her türlü dü$ünce, dürtü ya da imgeler olarak
tanõmlanmõ$tõr. Obsesyonlar hastalar taraf õndan “tak õntõ, saplantõ, evham ya da vesvese” gibiterimlerle ifade edilmektedir(15).
- Kompulsiyonlar ise; ki$inin obsesyonlar õna yanõt olarak ya da belirli kurallara göre
gerçekle$tirmek zorunda oldu%unu hissetti%i, yineleyici törensel davranõ$lar veya zihinsel
eylemlerdir. Anksiyeteyi azaltmayõ, bazõ korkulan olaylar õ ve durumlar õ engellemeyi
amaçlayan bu törensel eylemler, ki$i taraf õndan a$õr õ ya da mantõksõz olarak algõlanmaktadõr.
Obsesyonlar genellikle bir tehdit, kompulsiyonlar ise bu tehdide kar $õ bir tedbir
niteli%indedir(15,19).
Tarihçe
Kutsal kitaplarda M.Ö. 11. yüzyõlõn ikinci yar õsõnda, "srail kralõ olan Saul’ u sõk sõk
$eytandan gelen zararlõ dü$üncelerin yakaladõ%õ, damadõnõn da arp çalarak zararlõ
dü$üncelerinden kurtardõ%õ yazõlmõ$tõr. Shakespeare, ünlü eserindeki Lady Macbeth
kimli%inde suçluluk duygusundan köken alan obsesyon ve el yõkama kompulsiyonlar õnõn
özgün örne%ini vermi$tir . Ortaça%da, birçok psikiyatrik hastalõk için oldu%u gibi, OKB de
büyü ve din kavramlar õyla açõklanmaya çalõ$õlmõ$tõr. Zamanla dinsel görü$ler yerini tõ bbi
açõklamalara bõrakmõ$tõr(15,20).
-
8/18/2019 Dr Ali Belene
19/81
19
Obsesyon ve kompulsiyonlar ilk kez 1838’de Jean Etienne Dominique Esquirol taraf õndan
melankolinin bir belirtisi olarak tanõmlanmõ$, obsesyon terimi ilk olarak 1860’da Morel
taraf õndan kullanõlmõ$tõr. Esquirol ve daha sonra gelen klinisyenler yapt õklar õ ilk
tanõmlamalarda OKB’yi ’içgörüsü olan delilik’ olarak adlandõrmõ$lardõr. Daha sonra
Westhpal OKB’deki temel patolojinin ak õl dõ$õ dü$ünceler oldu%unu belirterek bunlar õ
’mental tikler’ olarak adlandõrmõ$tõr. Anlamsõzlõ%õn hasta taraf õndan da bilindi%ini ve kendini
gerçekle$tirememi$ delilik olarak nitelendirdi%i bu durumu Westhpal psikotik dü$ünceden
ayõrmõ$tõr(15,21).
20. yüzyõlõn ba$lar õnda Pierre Janet ve Kurt Schneider Obsesif kompulsif nevrozu ayr õ bir
antite olarak tanõmlamõ$ ve a$a%õdaki ölçütleri getirmi$lerdir:
1. Belli bir $ey dü$ünmeye, hissetmeye ya da yapmaya yönelik öznel bir zorlanmõ$lõk
duygusunun varlõ%õ,
2. Obsesyon içeri%inin saçma ya da mantõk dõ$õ benli%e yabancõ olarak algõlanmasõ,
3. Obsesyona direncin e$lik etmesi(15,21).
Epidemiyoloji
Psikiyatri literatüründe 15. yüzyõldan beri obsesyonlar ve kompulsiyonlar õ olan hastalar
tanõmlanmaktadõr. Eski epidemiyolojik ara$tõrmalarda OKB’nin yaygõnlõk oranõ % 0.5 olarak
bildirilmi$ ve OKB nadir görülen bir hastalõk olarak tanõmlanmõ$tõr(17). ECA
(Epidemiologic Catchment Area ) çalõ$malasõna göre OKB’un toplumda ya$am boyu
yaygõnlõ%õ %1.9-3.3 ; 6 aylõk yaygõnlõ%õ ise %1-2 olarak saptanmõ$tõr. Yatarak tedavi gören
psikiyatrik hastalar arasõnda OKB sõklõ%õ %0.1- %4 arasõnda de%i$mektedir. Epidemiyolojik
ara$tõrma verileri arasõndaki farklõlõklar çe$itli nedenlere dayanmaktadõr. Hastalar õn bir grubu
yak õnmalar õnõ gizlemekte, bir grubunda ise belirti ve bulgular ki$ilik özelli%i olarak kabul
edilmekte, yaradõlõ$ özelliklerine ba%lanmaktadõr. Hastalar õn bir bölümü ise psikiyatri dõ$õ
disiplinlere (temizlenme kompulsiyonlar õ bulunan hastalar õn sõk sõk ellerini yõkamalar õ
nedeniyle geli$ebilen dermatit nedeniyle dermatologlara gitmesi gibi) ba$vurmaktadõr. Bu
-
8/18/2019 Dr Ali Belene
20/81
20
nedenlerle psikiyatri kliniklerine ba$vuran hastalar gerçek OKB oranlar õnõ
yansõtmamaktadõr(15,17).
OKB’ nin ya$am boyu görülme sõklõ%õ, kadõnlarda erkeklerden hafifçe yüksek saptanmõ$tõr.
DSM-IV tanõ ölçütlerinin kullanõldõ%õ bir ara$tõrmada, OKB tanõsõ konan 431 hastanõn
%51’nin kadõn oldu%u bildirilmi$tir(22). DSM-III-R tanõ ölçütlerine göre yapõlan bir
ara$tõrmada hastalar õn % 55 ‘nin kadõn oldu%u belirtilmi$tir(23). Ba$langõç ya$õ ortalama
erkeklerde 20 ya$, kadõnlarda 25 ya$lar õ olmakla birlikte olgular õn üçte biri 5-15 ya$lar õ
arasõnda ba$lamaktadõr(18,25). Lensi P. ve ark. (1996 ), cinsiyet farklõlõ%õnõn OKB üzerine
etkilerini incelemi$ler ve erkek hastalarda, OKB ba$langõç ya$õnõn daha erken, bekar olma
oranõnõn daha yüksek, cinsel içerikli obsesyonlar õn, simetri ve düzen obsesyonlar õnõn daha
sõk görüldü%ünü bildirmi$lerdir(24).
Bir çok takip çalõ$masõnda medeni durum, hastalõk gidi$inin belirleyicisi olarak
bulunmamõ$ olsa da, son dönemde yapõlmõ$ ileriye dönük bir çalõ$mada 107 OKB hastasõ
incelenmi$, evlenmi$ olmanõn k õsmi iyile$me olasõlõ%õnõ belirgin bir $ekilde artõrdõ%õ
bildirilmi$tir(26).
Etyoloji
A. Biyolojik Kuramlar
Önceki yõllarda daha çok psikodinamik kökenli bir hastalõk olarak dü$ünülen OKB’ nin
nörobiyolojisi ile ilgili ara$tõrmalar son yõllarda giderek artmõ$ ve önemli bulgular ortaya
konmu$tur.Çalõ$malar özellikle iki alanda yapõlmaktadõr:
1. Beyin görüntüleme çalõ$malar õ hastalõkta orbitofrontal-limbik-bazal gangliyon i$lev
bozuklu%u oldu%unu desteklemektedir.
2. Nörofarmakolojik çalõ$malar hastalõ%õn patofizyolojisinde serotonerjik sistem
anormalliklerinin önemli oldu%unu dü$ündürmektedir.
OKB’ nin etyolojisinde biyolojik unsurlar õn önemli oldu%unu dü$ündüren bulgular $öyle
sõrayalanabilir(15,17,18);
-
8/18/2019 Dr Ali Belene
21/81
21
• Kafa travmasõndan sonra ba$layan OKB olgular õ.
• Beyin görüntüleme yöntemleri ile hastalõkta orbitofrontal-limbik-bazal gangliyon
disfonksiyonu oldu%unun ortaya konmasõ,
• Nöropsikolojik testlerin de frontal lob disfonksiyonunu desteklemesi
• Özellikle erken ya$larda ba$layan OKB ’ de ailesel geçi$in olmasõ ve OKB ile Tourette
bozuklu%unun genetik ili$kisinin bulunmasõ.
• Bazõ Sydenham koresi olgular õnda OKB’ nin görülmesi.
• Birçok bazal ganglion hastalõ%õyla (ensafalit, parkinson, hungtington, tourette, idyopatik
bazal ganglion kalsifikasyonu gibi) OKB’ nin birlikte görülmesi .
• Singulotomi ve stereotaktik cerrahi gibi bazõ cerrahi yöntemlerin OKB’ yi düzeltmesi .
1.Nöroanotomi:
Bazal gangliyonlar, motor davranõ$lar õn düzenlenmesi ve bili$sel i$levlerin yürütülmesinde
önemli rol oynamaktadõr. Sydenham koresi, Tourette hastalõ%õ ve Huntington hastalõ%õ gibi
bazal gangliyonlardan köken alan, hareket bozukluklar õ ile karakterize hastalõklarda obsesif
kompulsif belirtilerin sõk görülmesi, OKB etiyolojisinde bazal gangliyonlar õn rolünü
desteklemektedir. Nitekim kaudat nukleus ya da putamende yerle$en fokal bir lezyon; deney
hayvanlar õnda nukleus kaudatusta olu$turulan hasar õn obsesif-kompulsif belirtilere neden
olmasõ OKB’nin patogenezinde bazal gangliyonlar õn ve özellikle singulat girusun önemli roloynadõ%õna i$aret etmektedir(15,18,28). Bazal gangliyonlar õn önemli i$levi peki$tireç bilgileri
ve ö%renme süreçlerini kullanarak kortikal yaygõn bilginin boyutsal olarak
azaltõlmasõdõr(15,27,28). Belirli motor, duyusal ya da bili$sel uyar õlar bazal gangliyonlarda
ya filtre edilirler ya da algõlara ve davranõ$sal de%i$ikliklere dönü$ürler. OKB’de bazal
gangliyonlar õn uygun olmayan uyar õlar õ yeterince filtre edememeleri sonucu orbitofrontal
korteks, ventromedial kaudat ve mediodorsal talamusta aktivite artõ$õ olmakta ve obsesif-
kompulsif belirtiler ortaya çõkmaktadõr. Orbitofrontal aktivite artõ$õ ile zorlayõcõ dü$ünceler
olu$urken, ön singulat korteksteki aktivite artõ$õ ile anksiyete olu$turmaktadõr.
Kompulsiyonlar ise striatumun etkisizli%ini gidermeye yönelik yineleyici eylemlerdir(15,28).
Bu varsayõmõ destekleyen di%er bir kanõt psiko$irürjik giri$imlerden gelmektedir. Tedavi
dirençli obsesif-kompulsif hastalarda stereotaksik olarak uygulanan limbik lökotomi ve
singulotomi operasyonlar õnda frontal korteks ile bazal gangliyonlar arasõndaki yollar
-
8/18/2019 Dr Ali Belene
22/81
22
kesilmektedir(15). PET ve SPECT çalõ$malar õ, OKB hastalar õnõn beyinlerindeki orbitofrontal
korteks, kaudat nukleus ve anterior singulat kortekste aktivite art õ$õnõ göstermektedir(15,17).
2.Nörotransmitterler:
OKB’nin tedavisinde serotonin geri alõm inhibitörlerinin (SG") etkili olmasõ, ilaca yanõtla
serotonin metoboliti olan 5-hidroksi indol asetik asitin (5- H"AA) beyin omurilik sõvõsõndaki
(BOS) düzeyleri arasõnda ili$ki bulunmasõ ve serotonin reseptör agonististleriyle
(metaklorofenil piperazin (mCPP), sumatriptan gibi) obsesif-kompulsif belirtilerin artmasõ
OKB’de serotonerjik nöronal iletimde bir bozukluk oldu%unu dü$ündürmektedir(15,17,28).
Rosenberg ve ark. (1998) bir PET çalõ$masõnda ventral prefrontal korteks ve kaudat
çekirdekte serotonin sentezinin azaldõ%õnõ göstermi$lerdir(29). Hayvan modellerinde
kompulsif davranõ$lar õn altõnda yatan düzene%in 5 HT 2c reseptörlerinin oldu%u
belirlenmi$tir(28). OKB’ de 5-H"AA BOS’ ta yüksek saptanmõ$ olup, BOS 5-H"AA
düzeyleriyle klomipramin tedavisine yanõt arasõnda pozitif bir ba%lantõ
bulunmaktadõr(17,28).OKB’de SG"’lerine yanõtõn sõnõrlõlõ%õ (% 40’õn üzerinde)
dü$ünüldü%ünde serotonin i$lev bozuklu%u tek ba$õna OKB’ nin nörokimyasõnõ açõklamaya
yetmemektedir .
OKB’ nin beyin görüntüleme çalõ$malar õnda kaudat ve orbitofrontal tutulumgörülmü$tür.Bu bölgeler hem serotonerjik, hem de dopaminerjik nöronlardan zengindir.
Bazal ganglion hastalõklar õnda obsesif kompulsif belirtilerin görülmesi, yüksek doz uyar õcõ
verilmesiyle obsesif kompulsif belirtilerin ortaya çõkmasõ ve bu belirtilerin dopamin
antagonistlerince düzeldi%inin gözlemlenmesi OKB’de dopaminin rolünü
güçlendirmektedir(17,28). Uyar õcõlara ba%lõ olgularda tekrarlayan dü$ünce ve davranõ$lar õn
olmasõna kar $õn psikolojik gerginlik görülmemektedir. Bu gözlemler tekrarlayan dü$ünce ve
davranõ$lar õn dopaminerjik aktivite artõ$õna ba%lõ, ego-distonisitenin serotonerjik i$lev
bozuklu%uyla ili$kili olabilece%i $eklinde yorumlanmõ$tõr(28).
Kortikostriatal glutamatõn, kaudat çekirdekte serotonin salõnõmõnõ azalttõ%õ ve serotonerjik
nöronlar õn glutamat toksisitesinde rol aldõ%õ bilinmektedir. 2000 yõlõnda yapõlan bir çalõ$mada
OKB hastalar õnda kaudat çekirdekte glutamat yo%unlu%unun kontrollere göre arttõ%õ ve tedavi
-
8/18/2019 Dr Ali Belene
23/81
23
sonrasõnda obsesif kompulsif semptomlardaki azalma ile kaudat glutamat yo%unlu%undaki
azalmanõn paralellik gösterdi%i belirlenmi$tir. "$levsel görüntüleme çalõ$malar õ ile OKB’deki
glutamat fazlalõ%õ desteklenmektedir. Cerrahi giri$imlere alõnan yanõtlar da glutamaterjik
i$lev bozuklu%unu desteklemektedir. Ön internal kapsül lezyonlar õ orbitofrontal korteksten
kaudat çekirde%e olan glutamaterjik iletim alanõdõr(28).
3. Nöroimmün i#lev bozuklu$u
Çocukluk ça%õ ba$langõçlõ OKB ve romatizmal ate$in nörolojik bulgusu Sydenham koresi
arasõndaki benzerlik ortak etyopatogenezi dü$ündürmü$tür. Sydenham koresi olan çocuklar õn
% 70’den fazlasõnda kore belirtileri ba$lamadan 2-4 hafta önce tekrarlayan, istenmeyen
dü$ünce ve davranõ$lar õn ortaya çõktõ%õ bildirilmi$tir. Obsesyon ve kompulsiyonlar kore ile
benzer yo%unlukta ve e$ zamanlõ artõ$ gösterir. Nöropsikiyatrik belirtilerin görülmesi ile A
grubu beta hemolitik streptekok enfeksiyonunu takiben, antistreptokokal antikorlar õn artmasõ
ve bo%az kültüründe üreme olmasõ parelel seyreder. Kaudat çekirdek, putamen ve globus
pallidustaki nöronlarla etkile$en antinöral antikorlar õn bulunmasõ OKB’de nöroimmun i$lev
bozuklu%u gösteren bir alt tipin varlõ%õnõ göstermektedir (PANDAS:Streptokokal
enfeksiyonlarla ili$kili Pediatrik otoimmün nöropsikiyatrik bozukluklar) (17,18,28).
B. Psiko-sosyal kuramlar
1. Psikoanalitik yakla#õm:
Erken dönemde obsesyonel dü$ünceleri açõklamak için cinsel travmalar üzerinde duran
Sigmund Freud, daha sonralar õ anne-çocuk ili$kisine e%ilmi$, tuvalet e%itimi sõrasõndaki
agresyon ve otonomi üzerinde durmu$tur. OKB’ de sorun birbirine kar $õt dürtülerin bask õsõna
kar $õ denetim sa%lama çabasõdõr. Psikoanalitik kuram, obsesif kompulsif nevrozlar õ, psi$ik
aygõtõn savunma amaçlõ ödipal öncesi anal- sadistik evreye gerilemesine ba%lar. Kurama göre bu tür bozuklu%u olan ki$ilerde anksiyete ile ba$etmek üzere yalõtma (izolasyon), yap-boz
(undoing), kar $õt tepki kurm (reaksiyon-formasyon) ve yer de%i$tirme (deplasman) kullanõlan
ba$lõca savunma düzenekleridir(17,30).
-
8/18/2019 Dr Ali Belene
24/81
-
8/18/2019 Dr Ali Belene
25/81
25
belirgin bir düzelme, % 40-50’sinde orta derecede düzelme, % 20-40’õnda belirtiler
de%i$meden kalõr ya da ilerleyici seyreder(16).
DSM-IV TR Obsesif Kompulsif Bozukluk "çin Tanõ Ölçütleri
A. Obsesyonlar ya da kompulsiyonlar vard õr:
Obsesyonlar a "a ! õdakiler (1), (2), (3) ve (4) ile tanõmlanõr:
(1) Bu bozukluk sõrasõnda kimi zaman istemeden gelen ve uygunsuz olarak ya$anan ve
belirgin anksiyete ya da sõk õntõya neden olan, yineleyici ve sürekli dü$ünceler, dürtüler ya da
dü$lemler.
(2) Dü$ünceler, dürtüler veya dü$lemler sadece gerçek ya$am sorunlar õ hakk õnda duyulan
a$õ
r õ
üzüntüler de%ildir.(3) Ki$i, bu dü$ünceleri, dürtüleri ya da dü$lemlerine önem vermemeye ya da bunlar õ
bask õlamaya çalõ$õr ya da ba$ka bir dü$ünce veya eylemle bunlar õ etkisizle$tirmeye çalõ$õr.
(4) Ki$i, bu obsesyonel dü$üncelerini, dürtülerini veya dü$lemlerini kendi zihninin bir
ürünü olarak görür (dü$ünce sokulmasõnda oldu%u gibi de%ildir).
Kompulsiyonlar a "a ! õdakilerden (1) ve (2) ile tanõmlanõr:
(1) Ki$inin, obsesyona bir tepki olarak veya katõ bir biçimde uygulamasõ gereken
kurallar õna göre yapmaktan kendini alõkoyamadõ%õ yineleyici davranõ$lar (örn. el yõkama,düzene koyma, kontrol etme) ya da zihinsel eylemler (örn. dua etme, sayõ sayma, birtak õm
sözcükleri sessiz bir biçimde söyleyip durma).
(2) Davranõ$lar ve zihinsel eylemler, sõk õntõdan kurtulmaya ya da var olan sõk õntõyõ
azaltmaya ya da korku yaratan olay ve durumdan korunmaya yöneliktir. Ancak bu
davranõ$lar veya zihinsel eylemler, etkisizle$tirmesi ya da korunulmasõ tasarlanan $eylerle
gerçekçi bir biçimde ili$kili de%ildir, açõkça çok a$õr õ bir düzeydedir.
B. Bu bozuklu%un gidi$i sõrasõnda bir zaman ki$i Obsesyon ya da kompulsiyonlar õn a$õr õ ya
da anlamsõz oldu%unu kabul eder. Not: bu çocuklar için geçerli de%ildir.
C. Obsesyon ve kompulsiyonlar belirgin bir sõk õntõya neden olur, zamanõn bo$a
harcanmasõna yol açar (günde 1 saatten daha uzun zaman al õrlar) ya da ki$inin ola%an günlük
-
8/18/2019 Dr Ali Belene
26/81
26
i$lerini, mesleki ( ya da e%itimle ilgili) i$levselli%ini ya da ola%an toplumsal etkinliklerini ya
da ili$kilerini önemli ölçüde bozar.
D. Ba$ka bir Eksen 1 bozuklu%u varsa, obsesyon ve kompulsiyonlar õn içeri%i bununla
sõnõrlõ de%ildir ( Ör: Yeme bozuklu%unun olmasõ durumunda yemek konusu üzerinde
dü$ünüp durma, Vücut Dismorfik Bozuklu%unun olmasõ durumunda dõ$ görünümle a$õr õ
ilgilenme ya da Major Depresif Bozukluk olmasõ durumunda suçluluk üzerine gevi$
getirircesine dü$ünme).
E. Bu bozukluk bir maddenin ( örn. kötüye kullanabilen bir ilaç ya da tedavi için kullanõlan
bir ilaç) veya genel bir durumun do%rudan fizyolojik etkilerine ba%lõ de%ildir.
Varsa belirtiniz: # çgörüsü az olan: O sõ
radaki epizotta ço%u zaman ki$i obsesyon ya dakompulsiyonlar õnõn a$õr õ veya anlamsõz oldu%unu kabul etmiyorsa.
(Amerikan Psikiyatri Birli ! i: Mental Bozukluklar õn Tanõ sal ve Sayõmsal Elkitabõ ,Gözden
Geçirilmi " Dördüncü Bask õ (DSM-4 TR) (2000). Amerikan Psikiyatri Birli ! i, Washington
DC, Çeviri Editörü Köro ! lu E, Hekimler Yayõn Birli ! i, Ankara.)
-
8/18/2019 Dr Ali Belene
27/81
27
!"ZOFREN"DE OBSES"F - KOMPULS"F BEL"RT"LER
Hem psikotik belirtileri hem de obsesif kompulsif belirtileri olan hasta bildirimleri 19.
yüzyõ
ldan bu yana yayõ
nlanmaktadõ
r. Gerek $izofrenide obsesif kompulsif belirtileringörülmesi, gerekse OKB’de psikotik belirtilerin olmasõ her iki hastalõk arasõnda yak õn bir
ili$ki oldu%unun dü$ünülmesine yol açmõ$tõr. Her iki hastalõk arasõndaki benzerlikler ;
dü$ünce süreçleri, algõ ve davranõ$ de%i$iklikleri, ortak nöroanatomik devreler,
nörotransmitter kullanõmõndaki benzerlikler, ba$langõç ve gidi$ özellikleri, i$levsellikteki
kayõ plar olarak sayõlabilir. Beklenenden daha yüksek birliktelik oranlar õ ve $izofreninin
atipik antipsikotiklerle tedavisi sõrasõnda obsesif kompulsif semptomlar õn ortaya çõk õ$õ ya da
alevlenmesi nedeniyle yak õn zamanda bu alandaki ilgi artmõ$tõr(31,32,33).
#izofrenideki obsesif kompulsif belirtilerin tanõnmasõndaki önemli güçlükler obsesyonlar õn
sanr õlardan ve/veya yapõsal dü$ünce bozukluklar õndan, kompulsiyonlar õn ise mannerizm ve
stereotipik davranõ$lardan ayõrt edilmesidir. Obsesif kompulsif belirtiler psikotik belirtileri
andõr õ p bunlarla iç içe geçebildi%i için, bu klinik örtü$meyi sergileyen hastalar õn tanõnmalar õ
ve tedavileri zordur(17,31,32,33).
Fenomenoloji
Westphal (1878), obsesif kompulsif fenomenlerin $izofreninin bir parçasõ veya hastalõk
öncesi dönemi oldu%unu dü$ünmü$tür(34). Bumke (1944), obsesyonlar õn, sanr õlar õn öncüsü
oldu%unu öne sürmü$tür(35). Stengel (1945), OKB’nin gidi$i sõrasõnda ortaya çõkan nörotik
görünüm ve psikotik reaksiyonlar arasõndaki olasõ ili$kinin savunma mekanizmasõnõn bir
parçasõ olabilece%ini belirtmi$, ayr õca bu tür hastalar õn yapõsal duruma göre iki uçlu
bozuklu%a veya $izofreniye ilerleyebileceklerini söylemi$tir(36). Sigmund Freud (1957),
obsesif kompulsif belirtilerin her zaman bir nevrozun bulgusu olmayabilece%ini öne sürmü$
ve psikozun bir formu olabilece%ini söylemi$tir(37)
Rosen (1957) psikotik semptomlar õn ve sanr õlar õn obsesyonlarlarla ili$kili oldu%unu ve
obsesyonlar õn sanr õlara dönü$ebildi%ini öne sürdü(38). DSM-IV’ün OKB tanõsõ için “yetersiz
içgörülü” belirtecine olanak tanõmasõ ve OKB’nin psikotik bozukluklardan geleneksel
ayr õmõnda içgörünün olmasõnõn esas alõndõ%õ dü$ünüldü%ünde; yetersiz içgörülü bir
-
8/18/2019 Dr Ali Belene
28/81
28
obsesyonu sanr õdan ayõrmadaki güçlük artar. Kozac ve Foa OKB’si olan hastalar õn büyük
ço%unlu%unun, en azõndan bazen, içgörülerini kaybetti%ini ve obsesyonlar, a$õr õ
de%erlendirilmi$ dü$ünceler ve sanr õlar õn ayõr õmõnõn yeterli tanõsal yarar sa%layacak kadar net
olmadõ%õnõ öne sürmü$lerdir(39). Tam içgörü kaybõ oldu%unda psikotik OKB’den sözedilir.
Aubrey Lewis içgörü varlõ%õ temeline dayanan tartõ$malara yeni bir boyut katmõ$tõr. Lewis'e
göre obsesyonun anlamsõz oldu%unun anla$õlmasõ temel özellik de%ildir. Bunun yerine asõl
olmasõ gereken, hastanõn obsesyona direnmek zorunda oldu%unu hissetmesi ve bunu dile
getirmesidir. Bu yakla$õma göre "Öznel zorlantõ deneyimi" merkezdedir . Obsesyon, içsel
kökenli olup içgörü ve direnç bu kökenin iki temel ö%esidir. Oysa sanr õnõn dõ$ar õdan
geldi%ine inanõlõr ve bu nedenle hasta sanr õya direnmez(40).
#izofreni tanõlõ hastalarda psikotik temalõ obsesyonlara ili$kin bildirimler klinik ayr õmõ
daha da karma$õkla$tõr õr. Bu obsesif sanr õlar melez fenomenlerdir; $ekli obsesif, içeri%i psikotiktir. Sanr õlõ hastalar da geni$ de%i$kenlikte içgörü sergileyebilirler. Spitzer iyile$en
sanr õlardan bahsetmi$; bu süreçte hastanõn tümüyle inanarak sanr õyõ koruma evresinden,
sanr õnõn hastanõn hayatõna hiç etkisi olmadõ%õ evreye ilerledi%ini belirtmi$tir. Sanr õlardaki
içgörü de%i$ikli%i sistematik olarak ara$tõr õlmamõ$tõr. Obsesyonlar ve sanr õlar arasõndaki
içgörü de%i$kenli%i göz önüne alõnõrsa içgörünün ayr õm yapmada güvenilir bir temel
olu$turmadõ%õ anla$õlõr(31).
Bazõ
yazarlar $izofreni ve OKB birlikteli%inin farklõ
bir psikopatolojiyi yansõ
ttõ
%õ
ilerisürmü$ ve bu farklõ gruba $izo-obsesif alt tip tanõmlamasõnõ önermi$lerdir(41,42,43). Weiss
ve ark. (1976) $izo-obsesyon yelpazesini tanõmlamõ$lar, birliktelik gösteren hastalar için
“obsesif psikoz” kavramõnõn uygun olaca%õnõ belirtmi$lerdir(41). Poyurovsky ve ark. (2004)
OKB ve $izofreni arasõnda spektrum bozukluklar õnõ tanõmlamõ$lardõr. Bu yelpazede
OKB’den $izofreniye do%ru gidildikçe psikotik belirtiler artar(44).
OKB az içgörülü OKB OKB #izofreni #izofreni #izofreni
+ + +
#izotipal K.B. Obsesif kompulsif belirtiler OKB
Ça%da$ ara$tõrmacõlar önceki çalõ$malarda yapõlanlardan daha net belirti tanõmlamalar õ,
standart tanõsal ölçütler ve protokoller olu$turdular. Tanõsal netli%i artõrmaya yönelik bu
çabalara ra%men obsesyonlu olma durumu ile psikotik dü$ünce arasõndaki ayr õm halen
-
8/18/2019 Dr Ali Belene
29/81
29
bulanõktõr. #izofrenide olan obsesif kompulsif belirtilerin, en azõndan bazõlar õnõn, tanõmlayõcõ
olarak psikotik fenomenolojiyle çak õ$masõ muhtemel oldu%una göre, $izofrenideki bu
belirtilerin yalnõzca früst bir psikoz türü olmadõ%õnõ nereden biliyoruz? Klinik kanõtlar õn bir
ço%u $izofrenideki obsesif kompulsif belirtilerin sõklõkla süregelen psikozun bir ifadesinden
daha fazlasõnõ temsil etti%ini desteklemektedir. Bu kanõtlar arasõnda geleneksel antipsikotik
tedavinin $izofrenideki obsesif kompulsif belirtilerin tedavisinde etkisinin sõnõrlõ oldu%u,
psikotik semptomlar õn ba$ar õyla tedavisinden sonra dahi obsesif kompulsif belirtilerin
sürdü%ü gözlemleri ve $izofreni olan hastalardaki obsesif kompulsif belirtilerin tedavisinde
seçici serotonin geri alõm inhibitörlerinin etkinli%i bulunmaktadõr(33).
Psikozun varl õ " õnda obsesif kompulsif belirtilerin tanõmlanmasõ için öneriler
•
#izofrenide gözlenen obsesyon ve kompülsiyon tipleri saf OKB’de bulunanlarla,DSM-IV’te tanõmlandõ%õ üzere, fenomenolojik olarak benzerdir.
• Bir tekrarlama davranõ$õ psikotik dü$ünceye de%il de yalnõzca bir obsesyona yanõt
olarak geli$ti%inde bir kompulsiyon olarak dü$ünülmelidir (örne%in, paranoid korkulara yanõt
olarak tekrarlayõcõ kontrol etme bir kompülsiyon olu$turmaz).
• Tekrarlayõcõ, zorlayõcõ, ego-distonik bir dü$ünce özellikle mevcut hezeyan
konular õnõn etraf õnda dönüyorsa bir obsesyon olarak dü$ünülmemelidir (örne%in, OKB’deki
yaygõn obsesyon tiplerinden birini olu$turan korkutucu imgeler psikotik dü$üncenin bir
parçasõ olabilir). Akut psikotik evrede sorgulanabilir “obsesyonlar õ” dõ$lamak ve psikotiksemptomlar tedavi edildikten sonra bunlar õ yeniden de%erlendirmek gerekebilir.
• Dü$ünce biçimindeki bozukluklar õn varlõ%õnda obsesif kompulsif belirtilerin ayr õmõ
güç olabilir; bu nedenle tedavi ile dü$ünce biçim bozuklu%u normale döndükten sonra obsesif
kompulsif belirtilerin yeniden de%erlendirilmesi gerekebilir.
• Birincil obsesyon yava$lõ%õ yanlõ$lõkla prodromal $izofreni veya dü$ünce bozuklu%u
ile kar õ$abilir; böyle hastalar herhangi bir obsesyonu dile getiremezler ve kompülsiyon
göstermezler.
• Bazen psikoz varlõ%õnda açõk obsesif kompulsif belirtilerin, gerçek obsesifkompulsif belirtileri temsil edip etmedi%ini tanõmlamak mümkün olmayabilir; böyle
durumlarda bir nöroleptik ve bir seçici serotonin geri alõm inhibitörü (OKB’de standart
tedavi) ile ampirik tedavi gerekebilir(33).
-
8/18/2019 Dr Ali Belene
30/81
30
DSM IV’e göre OKB’nin temel özellikleri yineleyici, inatçõ ve zorlayõcõ dü$ünceler,
dürtüler ve imgeler (obsesyonlar); obsesyonlardan kaynaklanan anksiyete ve sõk õntõyõ
azaltmaya ya da önlemeye yönelik olan yineleyici eylemler ya da zihinsel ritüellerdir
(kompulsiyonlar). Obsesif dü$ünceler, $izofrenideki dü$ünce sokulmasõnõn tersine mantõksõz
ve a$õr õ oldu%u kabul edilir(17).
Genellikle obsesyonlar õn hezeyanlardan ayr õmõ; içerikleri (örn. bula$ma, saldõrganlõk ve
cinsel obsesyonlar, alõnma, kötülük görme hezeyanlar õ), ki$inin hastalõ%a yönelik içgörüsü
(ego-distonik obsesyonlar, ego-sintonik hezeyanlar), e$lik eden duygulanõm (obesyonda
anksiyete, hezeyanlarda paranoid duygulanõm) ve di%er eylemlerle ( yineleyici davranõ$lar,
sanr õsal kötülük görme davranõ$õ) yapõlõr(17,31).
Epidemiyoloji
#izofrenisi olan hastalarda obsesif kompulsif belirtilerin varlõ%õ %1.1’den %59.2
oranlar õ arasõnda çok geni$ bir yaygõnlõkta bulunmaktadõr. Bu farklõlõk obsesyonlar õ
sanr õlardan ayõrma güçlü%ü, farklõ hasta örneklemleri, kullanõlan yöntemlerin farklõ olu$u,
$izofreni ve OKB’nin tanõmlamalar õ, obsesif-kompulsif semptomlar õn ya da obsesif-
kompulsif bozuklu%un ara$tõr õlõ p ara$tõr õlmamasõna göre, ya$am boyu veya nokta yaygõnlõk
bildirilip bildirilmemesiyle ili$kilidir. #izofrenideki obsesif-kompulsif belirtiler, genel
populasyondaki %2.5 luk OKB oranõ
ndan çok daha sõ
k görülmektedir(32,33).
Geçen yüzyõl boyunca $izofrenide obsesif kompulsif belirtilerin varlõ%õnõ ara$tõrma
yönünde bir çok sistematik deneme olmu$tur. 20. yüzyõlõn ilk yar õsõndaki çalõ$malarda
$izofreni hastalar õnda obsesif kompulsif belirtilerin oranlar õ görece az (%1-%3,5)
bildirilmi$tir(36,38,45). Dahasõ, bu dönemdeki ara$tõrmacõlar obsesif kompulsif
semptomlar õn varlõ%õnõn $izofreniyle ili$kili “ki$ilik çözülmesi”ni geciktirebildi%i, psikoza
kar $õ bir savunma olu$turdu%unu ve $izofreninin ilerlemesini engelledi%ini öne sürmü$lerdir.
Modern sõnõflandõrma sistemleri öncesinde yapõlmõ$ olan bu ara$tõrmalar, tanõmlama
alanõndaki eksiklikleri nedeniyle çeli$kili sonuçlar ortaya koysa da, psikotik bulgularla
obsesif kompulsif belirtilerin birlikteli%ine i$aret etmeleri açõsõndan
önemlidirler(17,21,31,32,33).
-
8/18/2019 Dr Ali Belene
31/81
31
Son 30 yõlda ara$tõrmacõlar $izofreni popülasyonunda klinik olarak anlamlõ obsesif
kompulsif belirtilerin sõklõ%õnõn %10-52 (ortalama üçte birinde), OKB’nin oranlar õnõn %7,8-
26 oldu%unu bildirmi$lerdir. 1988 yõlõnda Amerika Birle$ik Devletleri’nde 20861 ki$i ile
yapõlan Epidemiyolojik Alan Çalõ$masõnda (ECA), $izofreni ve OKB arasõnda ektanõ oranõ %
12,2 olarak bulunmu$tur(21,32,33).
Tablo-1 . Obsesif Kompulsif Belirtiler ve/veya OKB Birlikteli$i Olan
!izofreni Hastalarõnda Epidemiyolojik Çalõ#malar.
Bildirim Örneklem ve ölçütler Sonuçlar
Fenton ve
McGlashan 1986
163 hastanede yatan hastada dosya
taramasõ,OKS:davranõ$sal ölçütler,
#izofreni: DSM-III-R ölçütleri.
21 hastada (%12.9) obsesif
kompulsif belirtiler, dü$ük sosyal i$le
düzeyi, kötü klinik gidi$.Berman ve ark.
1995
108 ayaktan takipli $izofreni hastasõ,
OKS:davranõ$sal ölçütler,
$izofreni için dosya tanõlar õ
Obsesif kompulsif belirtilerin sõklõ%õ
% 26.5, i$siz ve bekarlarda fazla,
dü$ük sosyal i$lev düzeyi.
Eisen ve ark. 1997 77 ayaktan takipli $izofreni veya
$izoaffektif bozuklu%u olan hasta,
Tanõ için DSM-III-R ve SCID
Ya$am boyu OKB yaygõnlõ%õ %7.8
(n=6), cinsiyet ve çalõ$ma ya$amõ
açõsõndan farklõlõk yok.
Porto ve ark.1997 50 ayaktan takipli $izofreni hastasõ,
Tanõ için DSM-IV ve SCID
Ya$am boyu yaygõnlõk: obsesif
kompulsif belirtiler: %43.2 , OKB:
%29.7.Meghani ve ark.
1998
Ayaktan takipli, 192 hasta ile
görü$me, yapõlandõr õlmõ$ tanõ
araçlar õ ve kendi-bildirim ölçekleri
61 hastada ( %31. 7 ) OKB ,
OKB ektanõsõ olanlarda dü$ük psiko-
sosyal i$lev düzeyi.
Üçok ve ark. 1998 Ayaktan takipli, 73 hasta,
$izofreni:SCID, OKS: Y-BOCS
23 hastada (%31.5) obsesif kompulsif
belirtiler.
Poyurovsky ve
ark.1999
Hastalõk süresi < 2yõl, 50 ilk atak
$izofreni hastasõ, $izofreni ve
OKB:SCID, Y-BOCS
Yedi hastada (%14) DSM-IV’e göre
OKB. OKB ektanõsõ olanlarda iki
grup arasõnda sosyodemografik
farklõlõk bulunmamõ$.
Tibbo ve ark.2000 Ayaktan takipli 52 hasta, $izofreni
ve OKB:SCID, Y-BOCS.
Onüç hastada (%25) DSM-IV’e göre
OKB, ektanõlõ grupta daha iyi
i$levsellik.
Lysaker ve ark.
2000
Ayaktan takipli 46 hasta,
$izofreni:SCID, OKS: Y-BOCS.
% 45 obsesif kompulsif belirtiler (Y-
BOCS puanõ 8 ve üzeri olanlar)
-
8/18/2019 Dr Ali Belene
32/81
32
Bildirim Örneklem ve ölçütler Sonuçlar
Bermanzohn ve
ark. 2000
Ayaktan takipli 37 hasta, $izofreni
ve OKB:SCID, OKS: Y-BOCS.
Ya$am boyu yaygõnlõk: Obsesif
kompulsif belirtiler %43.2 (n=16)
OKB:%29.7 (n=11)
Kruger ve ark.2000 68 hastanede yatan hasta, $izofrenive OKB:SCID, OKS: Y-BOCS. Obsesif kompulsif belirtiler%15.8
Povurovsky ve ark
2001
68 hastanede yatan hasta, $izofreni
ve OKB:SCID, OKS: Y-BOCS.
16 hastada (% 23,5) OKB, iki
grup arasõnda sosyodemografik
farklõlõk bulunmamõ$.
Lysaker ve ark.
2002
Ayaktan takipli 63 hasta,
$izofreni:SCID, OKS: Y-BOCS.
% 17 obsesif kompulsif belirtiler (Y-
BOCS puanõ 17 ve üzeri olanlar)
Craig ve ark. 2002 450 ilk ba$vuru hastanede yatan
hasta, $izofreni ve OKB:SCID,
OKS: Y-BOCS.
Obsesif kompulsif belirtiler %16.2,
OKB:%3.8.
Nechmad ve ark.
2003
50 hastanede yatan $izofreni tanõsõ
almõ$ ergen hasta, OKB:SCID, Y-
BOCS.
13 hastada (% 26) OKB, iki
grup arasõnda sosyodemografik
farklõlõk bulunmamõ$.
Ohta ve ark. 2003 60 hastanede yatan 11 ayaktan
takipli 71 hasta, $izofreni ve
OKB:SCID, OKS: Y-BOCS.
Obsesif kompulsif belirtiler %18.3
Öngür ve ark. 200 118 ayaktan takipli $izofreni ve
$izoaffektif bozuklu%u olan hasta,
$izofreni ve OKB:SCID, OKS: Y-
BOCS.
% 8.8 OKB (Y-BOCS '16)
%11 Obsesif kompulsif belirtiler
(Y-BOCS '12), gruplar arasõnda
sosyo-demografik farklõlõk yok.
De Haan ve ark.
2005
113 hastaneye yatan erken
ba$langõçlõ $izofreni hastalasõnda,
SCID, Y-BOCS uygulanmõ$.
33 hastada (%29,2) Obsesif kompulsi
belirtiler 17 hastada (%15) OKB.
Byerly ve ark.
2005
100 hastanede yatan 78 $izofreni ve
22 $izoaffektif bozuklu%u olan hasta
PANSS, FOCI ve Y-BOCS
kullanõlmõ$.
Obsesif kompulsif belirtiler %30
(Y-BOCS '16), OKB:%23 ,
gruplar arasõnda sosyodemografik
farklõlõk yok.
Povurovsky ve ark
2006
50 hastanede yatan ya$lõ $izofreni
tanõlõ hasta. SCID ve Y-BOCS ilede%erlendirilmi$.
OKB sõklõ%õ:%16, cinsiyet ve ya$
açõsõndan iki grup arasõnda farklõlõkyok.
Lysaker ve ark.
2006
67 ayaktan takipli $izofreni
spektrum bozuklu%u olan hasta .
SCID, PANSS ve Y-BOCS ile
de%erlendirilmi$.
Obsesif kompulsif belirtilerin (2 ya da
daha fazla belirti) sõklõ%õ % 16.4 (n:11
OKS gösteren grupta e%itim düzeyi
dü$ük.
-
8/18/2019 Dr Ali Belene
33/81
33
Ço%u çalõ$mada $izofrenide obsesif kompulsif belirtilerin ya$, cinsiyet ve e%itim düzeyi
açõsõndan farklõlõk göstermedi%i bulunmu$tur. Obsesif kompulsif belirtiler ile medeni durum
ve çalõ$ma ya$amõ arasõndaki ili$ki, bazõ çalõ$malarda farklõlõk göstermezken, kimi
çalõ$malarda obsesif kompulsif belirti gösteren $izofreni hastalar õnõn daha fazla bekar ve i$siz
olduklar õ saptanmõ$tõr. Bu hastalarda, mesleki i$levselli%in yanõnda ki$ilerarasõ ve sosyal
i$lev düzeyi de zayõf bulunmu$ ve klinik gidi$in daha kötü oldu%u belirtilmi$tir.(Tablo-1)
Etiyopatogenez
"#levsel nöroanatomi:
#izofreni ve obsesif kompulsif bozuklu%un patogenezinin açõklanmasõnda rol oynadõ%õ varsayõlan nöroanatomik devreler arasõnda ortak özellikler dikkati çekmektedir(3,32,33,46).
Frontal -subkortikal devrelerle ilgili veriler bu iki hastalõktaki belirtilerin birlikteli%i için
nöroanatomik model olu$turmaktadõr. Prefrontal korteks üç fonksiyonel-anatomik bölgeden
olu$ur: Dorsolateral prefrontal korteks, orbitofrontal korteks, medial frontal korteks (anterior
singulat korteks. Dorsolateral prefrontal korteks, planlama, ba$latma, sõralama (sürdürme, yer
de%i$tirme, durdurma) ve davranõ$lar õ denetleme ile belirli yürütücü i$levlerde; orbitofrontal
korteks, dürtü ve duygular õn düzenlenmesinde; medial frontal korteks, dikkat, motivasyon,
bellek gibi süreçlerde rol alõr(27,47).
OKB’de belirtilen i$levsel döngünün, genellikle kortiko-striatal-talamik-kortikal bir
döngüyü içerdi%ine inanõlmaktadõr. Bu döngüde belirtilen özgül yapõlar; bazal ganglionlar,
orbitofrontal korteks ve anterior singulat kortekstir. #izofrenide ise , dorsolateral prefrontal
korteks döngüsü OKB’deki orbitofrontal döngüdekilere benzer anatomik yapõlar õ içerir. Bu
nedenle, her iki bozuklukta da gerçekle$tirilen yapõsal ve i$levsel görüntüleme çalõ$malar õnda
bazal ganglionlar, talamus, anterior singulat korteks, orbitofrontal korteks ve bazõ temporalkorteks bölgeleri gibi özgül nöroanatomik yapõlarda kayda de%er çak õ$ma
gösterirler(4,32,33,46,48). Ba$lõca frontal subkortikal devreler $ekil 1’de özetlenmi$tir.
-
8/18/2019 Dr Ali Belene
34/81
34
!ekil-1. Frontal - subkortikal devreler.
Yürütücü i#levlerde bozulma Apati Dizinhibisyon
Dorsolateral prefrontal Orbitofrontal korteks Medial frontalkorteks korteks
Kaudat çekirdek Kaudat çekirdek Nükleus akümbens(dorsolateral) (ventromedial)
Globus pallidus Globus pallidus Globus pallidus(lateral, dorsomedial) (medial, dorsomedial) (rostrolateral)
Talamus (ventral anterior Talamus (ventral anterior Talamusve mediodorsal çekirdek) ve mediodorsal çekirdek) (mediodorsal çekirdek)
OKB ve $izofrenide ortak anatomik yapõlardan biri talamustur. Her iki hastalõkta da
duyusal uyaranlar õ kapõlama ve filtre etme bozukluklar õnõn olmasõ ortak patolojide talamusun
rolünü dü$ündürmektedir. Tibbo ve Warneke(2000)’ye göre orbitofrontal korteks ve kaudat
çekirdekteki aktivasyon artõ$õ talamusu bask õlamakta ve talamusun korteks üzerindeki
bask õlayõcõ etkisinin kalkmasõyla korteks aktivasyonu, dolayõsõyla obsesif belirtiler
olu$maktadõr(4, 32, 48).
-
8/18/2019 Dr Ali Belene
35/81
35
Frontal-subkortikal yollar nörotransmitter olarak ba$lõca glutamatõ kullanõrken, frontal
kortekse gelen yollar pons ve mezensefelondan kaynaklanan yo%un dopaminerjik,
serotonerjik ve noradrenerjik nöronlar õ içerir(27,49).
Yapõlan beyin görüntüleme çalõ$malar õnda, $izofreni ve obsesif kompulsif belirtilerin
birlikte oldu%u alt grupta, obsesif kompulsif belirti göstermeyen $izofreni hastalar õna göre,
sol hipokampusun anlamlõ derecede küçük oldu%u, lateral ventrikülün ön boynuzunda ve
üçüncü ventrikülde anlamlõ bir geni$leme oldu%u ve hastalõk süresi ile frontal lob boyutu
arasõnda ters ili$ki bulundu%u gösterilmi$tir(4,17,33,51). #izofreni ve de%i$en derecelerde
obsesif kompulsif belirtileri olan hastalarda gerçekle$tirilen bir fonksiyonel MRG
çalõ$masõnda bir alt grupta sol dorsolateral prefrontal korteks i$levi ile obsesif kompulsif
belirtilerin a%õrlõ%õ arasõnda negatif bir korelasyon gösterdi%i belirtilmi$tir(4,17,33).
Nörotransmitterler:
Genel olarak $izofrenide dopamin, OKB’de ise serotonin sisteminin temel rol oynad õ%õ
kabul edilir. Birliktelik gösteren grupta özgün nörotransmiter tutulumunu inceleyen
yayõnlanmõ$ bir çalõ$ma yoktur. Bununla beraber, her iki bozuklukta da ara$tõr õlan
nörotransmiterler serotonin ve dopaminin varlõ%õ ve aralar õndaki etkile$imler ortaya
konmu$tur(33).
#izofreni tedavisinde serotonin-dopamin reseptör antagonistlerinin üstünlü%ü, bu
hastalõ%õn fizyopatolojisinde dopaminerjik sistemle birlikte serotonerjik sistemin rolünü
destekler. Serotonin, dopamin nöronlar õndaki 5 HT 2A reseptörleri üzerinden dopamin
salõnõmõnõ azaltõrken, 5 HT 1A reseptörleriyle dopamin salõnõmõnõ uyar õr (32,33,48).
Tekrarlayõcõ davranõ$larda ve Tourette bozuklu%unda dopaminerjik artõ$, dirençliOKB’nin dopamin reseptör antagonistleri ve serotonin-dopamin reseptör antagonistleri ile
ba$ar õlõ bir $ekilde tedavisi OKB’nin fizyopatolojisinde dopaminerjik sistemin rolünü
göstermektedir(17,28).
-
8/18/2019 Dr Ali Belene
36/81
36
Klinik Özellikler
$ izofreniye e "lik eden obsesif kompulsif belirtiler dört grupta ele al õnmaktad õr:
- Yalnõzca psikoz ba%lamõnda olu$an ve psikotik belirtilerle çak õ$an obsesif kompulsif
belirtiler
- Sadece $izofreninin hastalõk öncesi döneminde olan obsesif kompulsif belirtiler,
- Antipsikotiklerle olu$an obsesif kompulsif belirtiler,
- #izofreninin seyri sõrasõnda ortaya çõkan ve psikotik belirtilerle ili$kisi olmayan obsesif
kompulsif belirtiler(33).
Obsesif kompulsif belirtilerin $izofreninin hastalõk öncesi belirtileri olarak görülebildi%ini
dü$ündürecek kanõ
tlar vardõ
r(33, 50). Poyurovsky ve arkada$lar õ
nõ
n(1999), 50 ilk atak$izofreni hastasõyla (hastalõk süresi< 2 yõl) yaptõklar õ ve 7 hastada (%14) DSM-IV ölçütlerine
göre OKB saptadõklar õ çalõ$mada, e$ tanõ gösteren hastalar õn dördünde (yar õdan fazlasõnda)
obsesif-kompulsif belirtilerin $izofreni belirtilerinden önce ba$ladõ%õ bildirilmi$tir (52). "lk
atak $izofreni tanõsõ almõ$ 219 yatan hastayla yapõlan bir çalõ$mada hastalõk öncesi belirtiler
ara$tõr õlmõ$, obsesif kompulsif belirtilerin oranõ % 9.2 bulunmu$tur. Aynõ çalõ$mada obsesif
kompulsif belirtilerin $izofreni ba$langõcõndan > 4yõl önce ba$ladõ%õ ve ba$lama ya$õ ortalama
14.5 (SD:2.4) saptanmõ$tõr(50). Yapõlan bir çalõ$mada Obsesif kompulsif belirtilerin % 27.6
hastada $izofreni ba$langõcõndan önce, % 27.6 hastada $izofreni ile birlikte, % 44.8 hastada
$izofreni ba$langõcõndan sonra ba$ladõ%õ belirtilmi$tir(53).
Bir çok çalõ$mada, obsesif kompulsif belirti gösteren $izofreni hastalar õnõn, hastalõklar õnõn
daha erken ya$ta ba$ladõ%õ(52,54,57), daha fazla hastanede kaldõklar õ (54,55,57), kendine
bak õm ve sosyalle$melerinde daha fazla yetersizlik ve daha kötü klinik gidi$lerinin oldu%u
belirtilmi$tir(54,55,56).
Obsesif kompulsif belirtilerin paranoid ve ayr õ$mamõ$ $izofreni alt tiplerinde daha fazla
görüldü%ünü bildiren çalõ$malar bulunmaktadõr(55,58).
Bazõ çalõ$malarda obsesif kompulsif belirti gösteren $izofreni hastalar õnda, pozitif, bili$sel
ve negatif belirtilerin daha fazla oldu%u(55,61,62,64,66) bazõ çalõ$malarda dü$ük oldu%u
-
8/18/2019 Dr Ali Belene
37/81
37
(51,66) bildirilirken, bazõ çalõ$malarda obsesif kompulsif belirtiler ile pozitif, negatif ve
bili$sel belirtiler açõsõndan anlamlõ ili$ki bulunmamõ$tõr(58,59,60,63,65,68).
#izofrenide depresyonun görülme sõklõ%õ % 7 ile 75 (ortalama %25) arasõnda
bildirilmi$tir(4,31). Bir çalõ$mada depresif belirtilerin % 38 $izofreni belirtileri ile birlikte, %
33 hastalõk öncesi ve ilk atak döneminde, % 29 ise süregen dönemde görüldü%ü
belirtilmi$tir(69). 2007’de ilk psikotik ata%õ olan 219 hastada yapõlan bir çalõ$mada hastalõk
öncesi belirtilerin % 61.5’inin depresif belirti oldu%u saptanmõ$tõr(50). Obsesif kompulsif
belirti gösteren $izofreni hastalar õ daha fazla depresif belirti göstermektedir(66,67).
#izofrenisi olan bireyler yüksek intihar riski altõndadõrlar. #izofreninin seyri sõrasõnda
hastalar õn neredeyse %50’sinin intihar dü$ünceleri veya giri$imlerinin oldu%u belirtilmi$tir.
Bu hastalar õn % 10-15’i hayatlar õnõn bir döneminde intihar giri$iminden ölmektedir. Yapõlan
bir çalõ$mada $izofrenide intihar davranõ$õnõn %80’den fazlasõndan depresyonun sorumlu
oldu%u belirtilmi$tir(4,31,69). #izofrenide obsesif kompulsif belirtilerin intihar dü$üncesi
ve giri$imi ile ili$kisi çok az ara$tõr õlmõ$tõr. Üçok ve arkada$lar õnõn (1998) yaptõklar õ
çalõ$mada obsesif kompulsif belirti gösteren grupta intihar giri$iminin anlamlõ ölçüde sõk
görüldü%ü bildirilmi$tir(70). Sevinçok ve arkada$lar õnõn (2007) yaptõklar õ çalõ$mada, OKB
ektanõsõ alan $izofreni hastalar õnõn anlamlõ düzeyde intihar giri$imi ve e%iliminin fazla
oldu%u saptanmõ$tõr(71).
OKB ve $izofreninin fizyopatolojisinde bazal gangliyonlarla ilgili varsayõmlara dayanarak
obsesif kompulsif belirti gösteren $izofreni hastalar õnõn daha a%õr bir bazal ganglion
patolojisi gösterdi%i ve artmõ$ ekstrapiramidal tutulum riskine sahip olduklar õ öne
sürülmü$tür(32). Kruger ve arkada$lar õ (2000), birliktelik gösteren hasta grubunda daha fazla
akatizi ve anormal istemsiz hareket saptadõklar õnõ bildirmi$ler(62), Tibbo ve Warneke (1999)
ise bu grupta parkinsonizm belirtilerinde artma e%iliminden bahsetmi$lerdir(72). Bu
farklõlõklar, örneklem seçimi ile ili$kili olabilece%i gibi, kullanõlan antipsikotiklerle de ili$kili
olabilir. Klinik özelliklere ili$kin çalõ$malar Tablo-2 de özetlenmi$tir.
-
8/18/2019 Dr Ali Belene
38/81
38
Tablo-2.Obsesif Kompulsif Belirtiler ve/veya OKB Birlikteli$i Olan !izofreni
Hastalarõnda Hastalõ$a ve Klinik Özelliklere "li#kin Çalõ#malar
Bildirim Örneklem ve ölçütler SonuçlarBerman ve ark.
1995
108 ayaktan takipli $izofreni hastasõ,
OKS:davranõ$sal ölçütler,
$izofreni için dosya tanõlar õ
Obsesif kompulsif belirtileri olanlarda
erken hastalõk ba$lama ya$õ,uzun yatõ$
süresi dü$ük sosyal i$lev düzeyi.
Eisen ve ark.
1997
77 ayaktan takipli $izofreni veya
$izoaffektif bozuklu%u olan hasta,
Tanõ için DSM-III-R ve SCID
OKB ektanõsõ olanlar ve olmayanlar
arasõnda hastalõk ba$lama ya$õ ve yatõ$
sayõsõ açõsõndan farklõlõk yok.
Berman ve ark.
1998
30 hastanede yatan hasta, $izofreni
için klinik tanõ, PANSS, OKS içinY
BOCS.
PANSS pozitif, negatif ve toplam
puanlar açõsõndan farklõlõk yok.
Meghani ve ark.
1998
Ayaktan takipli, 192 $izofreni
hastasõ, yapõlandõr õlmõ$ tanõ araçlar õ
ve kendi-bildirim ölçekleri
OKB ektanõsõ olanlarda dü$ük psiko-
sosyal i$lev düzeyi, artmõ$ kendinden
ho$nutsuzluk.
Poyurovsky ve
ark.1999
50 ilk atak $izofreni hastasõ,
$izofreni ve OKB:SCID, Y-BOCS,
SAPS, SANS.
OKB ektanõsõ olanlarda, yapõsal
dü$ünce bozuklu%u ve duygulanõmda
düzle$me anlamlõ $ekilde dü$ük.
Obsesyon sõklõ%õ; bula$ma, cinsel ve
saldõrgan, kompulsiyon sõklõ%õ;
temizleme, sõralama ve kontrol etme$eklinde sõralanõyor.
Tibbo ve ark.
2000
Ayaktan takipli 52 hasta, $izofreni
ve OKB:SCID, PANSS, Y-BOCS,
ESRS ve GAF.
OKB ektanõlõ grupta, daha k õsa hastalõk
süresi, dü$ük negatif belirti düzeyi,
parkinsonizm belirtilerinde artõ$, daha
iyi i$levsellik.
Lysaker ve ark.
2000
Ayaktan takipli 46 hasta,
$izofreni:SCID, OKS: Y-BOCS.
Obsesif kompulsif belirtileri olanlarda
emosyonel huzursuzluk, pozitif ve
bili$sel belirti daha fazla .
Kruger ve ark.2000 68 hastanede yatan hasta, $izofrenive OKB:SCID, SAPS, SANS, Y-
BOCS, CRS, AIMS.
Obsesif kompulsif belirtileri olanlardadaha fazla akatizi ve anormal istemsiz
hareketler, SAPS’õn sanr õ puanõ
yüksek.
Hwang ve ark.
2000
20 hastanede yatan hasta, SCID, Y-
BOCS,PANSS.
OKB ektanõsõ olanlarda, PANSS negati
belirti ve toplam puanlar õ yüksek,
Pozitif belirti puanlar õnda farklõlõk yok.
-
8/18/2019 Dr Ali Belene
39/81
39
Bildirim Örneklem ve ölçütler Sonuçlar
Povurovsky ve
ark. 2001
68 hastanede yatan hasta, $izofreni
ve OKB:SCID, Y-BOCS, SAPS,
SANS, HAM-D, AIMS, SBS.
OKB ektanõsõ olanlarda, dü$ük sosyal
i$lev; yatõ$ süresi, pozitif, negatif ve
depresif belirti açõsõndan farklõlõk yok.
Nechmad ve ark.2003 50 hastanede yatan $izofreni tanõ
sõ
almõ$ ergen hasta, SCID, Y-BOCS,
SAPS, SANS, GAFS.
OKB ektanõ
sõ
olanlarda, duygulanõ
mdadüzle$me ve küntle$me alt puanlar õ
anlamlõ $ekilde yüksek. Pozitif belirtiler
ve i$levsellikte farklõlõk yok
Ohta ve ark.
2003
60 hastanede yatan 11 ayaktan
takipli 71 hasta, $izofreni ve
OKB:SCID, Y-BOCS,PANSS,
AIMS, BAS.
Obsesif kompulsif belirtileri olanlarda
artmõ$ anormal istemsiz hareketler,
pozitif , negatif belirti, akatizi açõsõndan
farklõlõk yok.
Öngür ve ark.
2004
118 ayaktan takipli $izofreni ve
$izoaffektif bozuklu%u olan hasta,
$izofreni ve OKB:SCID, Y-BOCS,
PANSS, HAM-D, bili$sel testler.
Obsesif kompulsif belirtileri olanlarda
pozitif ve depresif belirti puanlar õ
yüksek. Negatif ve bili$sel belirtiler
açõsõndan farklõlõk yok.
De Haan ve ark.
2005
113 hastaneye yatan erken
ba$langõçlõ $izofreni hastalar õnda,
SCID, PANSS, Y-BOCS ve
MADRS kullanõlmõ$.
Obsesif kompulsif belirtileri olanlarda
daha dü$ük negatif belirti puanlar õ ve
daha yüksek MADRS puanlar õ
saptanmõ$. En sõk obsesyonlar; saldõrga
ve cinsel obsesyonlar, en sõk
kompulsiyonlar; kontrol etme, sõralama-
düzene koyma kompulsiyonlar õ
bulunmu$. Byerly ve ark.
2005
100 hastanede yatan hastada,
PANSS, FOCI ve Y-BOCS, SOFAS
kullanõlmõ$.
Pozitif ve negatif belirtiler, i$levsellik
ve ya$am kalitesi, hastanede yatõ$
süresi açõsõndan farklõlõk bulunmamõ$.
Povurovsky ve
ark. 2006
50 hastanede yatan ya$lõ $izofreni
tanõlõ hasta. SCID ve Y-BOCS,
SAPS, SANS, HAM-D, MMSE ile
de%erlendirilmi$.
OKB ektanõsõ olanlar ve olmayanlarda
SAPS, SANS, HAM-D, MMSE
puanlar õ arasõnda anlamlõ farklõlõk
saptanmamõ$.
#izofreni hastalar õnda atipik antipsikotiklerin kullanõma girmesiyle birlikte, bu ilaçlarla
obsesif kompulsif belirtilerin ortaya çõktõ%õ ya da daha önce bulunan obsesif kompulsif
belirtilerin $iddetlendi%i bildirilmektedir(17,32,73,74,75,76,77,78). Bu konuda klozapin,
risperidon, olanzapin ve ketiapin ile ili$kili olgu bildirimleriyle birlikte, klozapinle ili$kili
-
8/18/2019 Dr Ali Belene
40/81
40
çalõ$malar da bulunmaktadõr. Obsesif kompulsif belirtilerdeki artõ$ di%er atipik
antipsikotiklere göre klozapinde daha yüksek oldu%u belirtilmektedir(75,76). Klozapinle
görülen obsesif kompulsif belirtilerde iki doz aralõ%õ tanõmlanmõ$tõr: erken ba$langõçlõ
olgularda 150-200 mg/gün, geç ba$langõçlõ olgularda 350-900 mg/gün. "laçlarla olu$an
obsesif kompulsif belirtilerin erkeklerde fazla oldu%u ve kompulsiyonlar õn daha fazla
görüldü%ü bildirilmektedir(17).
#izofrenide görülen obsesyon ve kompulsiyonlar õn sõklõ%õnõn da%õlõmõ, OKB’dekine benzer
$ekilde bildirilenler ile(52,58,79) en sõk obsesyonlar õn saldõrgan ve cinsel obsesyonlar, en sõk
kompulsiyonlar õn kontrol etme, sõralama-düzene koyma kompulsiyonlar õ (67) olarak
bildirilenler arasõnda çe$itlilik gösterir.
TEDAV"
#izofenide obsesif kompulsif belirtilerin tedavisi antipsikotik ve antiobsesyonel ilaçlar õ
içerir. Atipik antipsikotik ilaçlarla ortaya çõkan obsesif kompulsif belirtiler, antiobsesyonel
ilaçlar õn karaci%er sitokrom P 450 sistemi üzerinden antipsikotiklerin kan düzeylerini
de%i$tirmeleri ve klomipraminin psikotik belirtileri alevlendirebilmesi tedavi olanaklar õnõ
sõnõrlamaktadõr. Klomipraminin $izofrenide obsesif kompulsif belirtilere etkili oldu%una dair
çalõ$malar bulunmaktadõr. Son dönemde atipik antipsikotiklerle seçici serotonin geri alõm
inhibitörlerinin birlikte kullanõmõnõn etkinli%ine dair veriler artmaktadõr (4,17,31,80).
-
8/18/2019 Dr Ali Belene
41/81
41
AMAÇ, YÖNTEM VE GEREÇLER
Bu çalõ$mada DSM IV-TR ye göre $izofreni tanõsõ almõ$ hastalarda obsesif - kompulsif
belirtilerin, pozitif, negatif ve depresif belirtiler, sosyal i$levsellik, ilaç yan etkileri, intihar
dü$üncesi ve içgörü ile ili$kisinin ara$tõr õlmasõ amaçlanmõ$tõr.
Ara$tõrmaya Mart 2007 – A%ustos 2007 tarihleri arasõnda, Bak õrköy Prof. Dr. Mazhar
Osman Ruh Sa%lõ%õ ve Sinir Hastalõklar õ E%itim ve Ara$tõrma Hastanesi Psikotik Bozukluklar
Tedavi E%itim ve Ara$tõrma Merkezi taraf õndan takip edilen, DSM-IV TR’ye göre $izofreni
tanõsõ konan 105 hasta dahil edilmi$tir.
Rastlantõsal alõnan hastalara öncelikle çalõ$manõn amacõ anlatõlarak, katõlõmlar õ için sözel
onaylar õ alõnmõ$tõr. Çalõ$maya katõlmayõ reddetme veya görü$meyi herhangi bir noktadasonlandõrma hakk õna sahip olduklar õ açõklanmõ$, kayõtlar õnõn gizli tutulaca%õna dair güvence
verilmi$tir.
"çerme Kriterleri
• 18-64 ya$lar õ arasõnda olmak
• DSM IV-TR kriterlerine göre #izofreni tanõsõ almõ$ olmak
• Son üç ay içerisinde EKT tedavisi almamõ$ olmak
• Bilgilendirme sonrasõ çalõ$maya katõlmayõ kabul etmek.
• Çalõ$mada uygulanacak ölçekler, yapõlacak de%erlendirme ve klinik görü$melere
katõlõm konusunda istekli olmak.
• En az ilkokul mezunu olmak.
Dõ#lama Kriterleri:
• Ciddi fiziksel yada nörolojik hastalõ%õ olmasõ,
• Alkol ya da madde kullanõm bozukluklar õ olmasõ,• Son 6 ay içerisinde EKT tedavisi uygulanmasõ.
Çal õ#maya dahil edilen hastalar;
• Sosyodemografik ve klinik veri toplama formu,
• Yale-Brown Obsesyon Kompulsiyon De%erlendirme Ölçe%i
-
8/18/2019 Dr Ali Belene
42/81
42
• Pozitif ve Negatif Sendrom Ölçe%i (PANSS),
• Calgary #izofrenide Depresyon Ölçe%i,
• "ntihar Dü$üncesi Ölçe%i,
• UKU yan etki ölçe%i,
• "çgörünün Üç Bile$enini De%erlendirme Ölçe%i,
• Sosyal "$levsellik Ölçe%i ile de%erlendirilmi$tir.
1. Psikotik Bozukluklar Tedavi E$itim ve Ara#tõrma Merkezi Poliklinigi
sosyodemografik ve klinik veri toplama formu: Hastalar õn sosyodemografik özelliklerini,
hastalõklar õnõn geçmi$ ve güncel durumunu, aldõklar õ tanõ ve tedaviyi, ektanõlõ durumlar õ, aile
öykülerini, yasal sorunlar õ degerlendirmek için kullanõlan, Psikotik Bozukluklar Tedavi
Egitim ve Arastõrma Merkezi taraf õndan takip edilen her hastaya ilk görü$mede verilen 55itemlik form olup, görü$meci taraf õndan uygulanmõ$tõr.
2. Pozitif ve Negatif Sendrom Ölçegi (PANSS);Kay ve arkadaslar õ taraf õndan
geli$tirilmi$tir(81). 30 maddelik ve yedi puanlõ siddet de%erlendirmesi içeren yar õ
yapõlandõr õlmõs bir görü$me ölçe%idir. PANSS taraf õndan degerlendirilen 30 psikiyatrik
parametreden yedisi pozitif sendrom altölçe%ine, yedisi negatif sendrom altölçe%ine ve geri
kalan onaltõsõ genel psikopatoloji altölçe%ine aittir. Ölçe%in Türkçe güvenilirlik ve geçerlik
çalõsmasõ Kostako%lu A. ve arkada$lar õ taraf õndan yapõlmõ$tõr(82).
3. Yale Brown Obsesif Kompulsif Bozukluk Ölçe$i ( Y-BOCS);Yale Brown Obsesif
Kompulsif Bozukluk Ölçe%i ( Y-BOCS) Goodman ve ark. (1989) taraf õndan
geli$tirilmi$tir(83). 1989 ‘dan beri birçok çalõ$mada yayõn olarak kullanõlmakta olan bu
ölçek, DSM-IV saha çalõ$malar õnda da kullanõlmõ$tõr. Y-BOCS, obsesif kompulsif
semptomlar õn $iddetini ölçmek, klinik seyri ve tedavinin sonuçlar õnõ de%erlendirme
duyarlõlõ%õ ile di%er ölçeklere üstünlük sa%lamaktadõr. Y-BOCS’ da obsesyonlar ve
kompulsiyonlara yönelik sõnõflandõrma ba$lõklar õ altõnda her biri de%i$en sayõda olmak üzere
toplam 74 soruluk bir semptom kontrol listesi vardõr. Bu semptom kontrol listesi, ayr õntõlõ
semptom